Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAYNAŞMAK : Turkish Turkish

irbirine iyice uymak

KAYNAŞMAK : Turkish Turkish

uyuşmak, yakın ilişki kurmak

KAYNAŞMAK : Turkish Turkish

ileşmek

KAYNAŞTIRMA : Turkish Turkish

kaynaştırmak eylemi

KAYNAŞTIRMA : Turkish Turkish

sözcük ya da birleşik sözcük içerisinde bir araya gelen seslerin birbirlerini etkileyerek kısalmaya yol açması olayı

KAYNAŞTIRMA SESİ : Turkish Turkish

ünlü ile sona eren bir sözcüğe ünsüz ile başlayan bir ek geldiğinde araya giren ş ve y sesleri

KAYNAŞTIRMAK : Turkish Turkish

kaynaşmasını sağlamak

KAYNATA : Turkish Turkish

eşlerden birine göre ötekinin babası, kayınbaba, °kayınpeder

KAYNATALIK : Turkish Turkish

kaynata olma durumu

KAYNATICI : Turkish Turkish

kaynatma işini yapan, kaynatan

KAYNATILMA : Turkish Turkish

kaynatılmak eylemi

KAYNATILMAK : Turkish Turkish

kaynatmak eylemi yapılmak

KAYNATMA : Turkish Turkish

kaynatmak eylemi

KAYNATMAK : Turkish Turkish

kaynamasını sağlamak, kaynamasına neden olmak

KAYNATMAK : Turkish Turkish

(mide için) ekşitmek

KAYNATMAK : Turkish Turkish

kaynak yapmak, iki metali kaynak yaparak birleştirmek

KAYNATMAK : Turkish Turkish

konuşmak, sohbet etmek

KAYNATMAK : Turkish Turkish

elli etmeden almak; unutturmak

KAYNAYIŞ : Turkish Turkish

kaynamak eylemi ya da biçimi

KAYPAK : Turkish Turkish

sözünde durmaz, dönek

KAYPAK : Turkish Turkish

kayağan, kaygan

KAYPAK : Turkish Turkish

cilalı parlak (şey)

KAYPAKÇA : Turkish Turkish

iraz kaypak

KAYPAKÇA : Turkish Turkish

sözünde durmayarak, döneklik ederek

KAYPAKLAŞMA : Turkish Turkish

kaypak bir duruma gelme