Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAYTARICILIK : Turkish Turkish

kaytarıcı olma durumu

KAYTARIŞ : Turkish Turkish

kaytarmak eylemi ya da biçimi

KAYTARMA : Turkish Turkish

kaytarmak eylemi

KAYTARMAK : Turkish Turkish

geri çevirmek, °iade etmek

KAYTARMAK : Turkish Turkish

ışten kaçmak

KAYYUM, KAYYIM : Turkish Turkish

cami hademesi

KAYYUM, KAYYIM : Turkish Turkish

elli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse

KAYYUMLUK : Turkish Turkish

kayyum olma durumu

KAYYUMLUK : Turkish Turkish

kayyumun görevi

KAZ : Turkish Turkish

perdeayaklılardan, uzun, beyaz ya da gri boyunlu, suda ve karada yaşayan, uçan, yabani ya da evcil kuş (anser)

KAZ : Turkish Turkish

udala

KAZ KAFALI : Turkish Turkish

anlayışsız, kavrayışsız, kafasız

KAZA : Turkish Turkish

can ya da mal kaybına neden olan kötü olay

KAZA : Turkish Turkish

vaktinde kılınmayan namazı ya da tutulmayan orucu sonradan dinsel kurallara uygun olarak yerine getirme

KAZA : Turkish Turkish

yargı, yargılama

KAZA : Turkish Turkish

kadı'nın görevi

KAZA : Turkish Turkish

ılçe, kaymakamlık

KAZA ETMEK : Turkish Turkish

vaktinde kılınmayan namazı, tutulmayan orucu dinsel kurallara uygun olarak yerine getirmek

KAZA VE KADER : Turkish Turkish

alınyazısı

KAZAEN : Turkish Turkish

kazara

KAZAĞI : Turkish Turkish

kazımakta ya da temizlemekte kullanılan demir araç

KAZAK : Turkish Turkish

genellikle kollu, baştan geçirilerek giyilen; örme üst giysisi

KAZAK : Turkish Turkish

cokeylerin giydiği, göz alıcı renklerde bir tür ceket

KAZAK : Turkish Turkish

usya'da ve ıran'da ayrı bir sınıf oluşturan atlı asker

KAZAK : Turkish Turkish

karısına söz geçirebilen, dediğini yaptırabilen erkek, "kılıbık" karşıtı