Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KEKÂ, KEKÂH : Turkish Turkish

keyifli bir durum anlatılırken "ne güzel, ne iyi" anlamında söylenir

KEKE : Turkish Turkish

kekeme

KEKEÇ : Turkish Turkish

kekeme

KEKEÇLİK : Turkish Turkish

kekemelik

KEKELEME : Turkish Turkish

kekelemek eylemi ya da biçimi

KEKELEMEK : Turkish Turkish

damak sesleriyle başlayan sözcükleri ve heceleri yineleyerek ve keserek konuşmak

KEKELEMEK : Turkish Turkish

ne söyleyeceğini şaşırıp sözcükleri birbirine karıştırmak

KEKELEYİŞ : Turkish Turkish

kekelemek eylemi ya da biçimi

KEKELİK : Turkish Turkish

kekemelik

KEKEME : Turkish Turkish

damak sesleriyle başlayan sözcükleri ve heceleri yineleyerek birdenbire söyleyen ve keserek konuşan, keke

KEKEMELEŞME : Turkish Turkish

kekemeleşmek eylemi

KEKEMELEŞMEK : Turkish Turkish

kekeme duruma gelmek

KEKEMELİK : Turkish Turkish

kekeme olma durumu, °rekâket

KEKİK : Turkish Turkish

allıbabagillerden, karşılıklı küçük yapraklı, beyaz, pembe, kırmızı başak biçiminde çiçekleri olan ve çiçeği bahar gibi kullanılan, odunsu saplı, kokulu bir bitki (thymus vulgaris)

KEKİKLİ : Turkish Turkish

üzerine ya da içine kekik konulmuş olan

KEKİKYAĞI, -NI : Turkish Turkish

kekikten elde edilen kokulu yağ

KEKLİK : Turkish Turkish

sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (perdrix)

KEKLİK : Turkish Turkish

alımlı, güzel kadın

KEKLİK GİBİ : Turkish Turkish

güzel, alımlı

KEKLİKGÖZÜ : Turkish Turkish

ir ya da çok yıllık otsu bitki

KEKLİKOTU : Turkish Turkish

güveyotu

KEKMEK : Turkish Turkish

(kuş için) yem yemek, gagalamak

KEKRE : Turkish Turkish

tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan

KEKRELİK : Turkish Turkish

kekre olma durumu

KEKREMSİ : Turkish Turkish

tadı az kekre olan