Turkish Turkish
KEKREMSİ : Turkish Turkish
(koku için) genzi yakan, buruk
KEKREMSİ : Turkish Turkish
suratı asık, yüzü gülmeyen (kimse)
KEKREMSİLİK : Turkish Turkish
(tat ve koku için) kekremsi olma durumu
KEKREMSİLİK : Turkish Turkish
asık suratlı olma, yüzü gülmeme
KEKRESİ : Turkish Turkish
tadı kekreye benzeyen
KEL : Turkish Turkish
vücudun kıllı yerlerinde üreyen bir tür mantarın, kılların dökülmesine neden olduğu bulaşıcı bir hastalık
KEL : Turkish Turkish
u hastalığa tutularak saçı dökülmüş olan (kimse)
KEL : Turkish Turkish
kalıtımsal olarak ya da yaşlılık nedeniyle saçları dökülmüş olan
KEL : Turkish Turkish
(doğa için) çıplak
KEL : Turkish Turkish
(bitki için) gelişmemiş, cılız
KEL : Turkish Turkish
ıçinde az eşya bulunan
KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK : Turkish Turkish
irçok gereksinim varken gereksiz özenti ve gösterişi belirtir
KEL KÂHYA : Turkish Turkish
ilgisi olsun olmasın her şeye karışan
KELALAKA : Turkish Turkish
"hiç ilgisi yok, ne ilgisi var" anlamlarında kınama yollu kullanılır
KELAM : Turkish Turkish
söz
KELAM : Turkish Turkish
söyleyiş biçimi, söyleme
KELAM : Turkish Turkish
tanrı'nın varlığını ve ıslam dininin doğruluğunu konu edinen bilim
KELAMIKADİM : Turkish Turkish
kuranıkerim, kuran
KELAMIKİBAR : Turkish Turkish
özdeyiş
KELAYNAK : Turkish Turkish
leylekgillerden, yeryüzünde yalnız fırat vadisini çeviren kayalarda yaşayan uzun gagalı bir kuş (geronticus eremita)
KELAYNAK : Turkish Turkish
örneği çok az görülen kişi
KELE : Turkish Turkish
oğa, tosun
KELE : Turkish Turkish
"hey, yahu!" anlamında bir ünlem
KELE : Turkish Turkish
sürülmemiş tarla
KELE : Turkish Turkish
güzel, iyi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani