Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DÜĞMELEME : Turkish Turkish

düğmelemek eylemi

DÜĞMELEMEK : Turkish Turkish

ir şeyin düğmesini iliğine geçirmek; iliklemek

DÜĞMELENMEK : Turkish Turkish

düğmelemek eylemine konu olmak ya da düğmelemek eylemi yapılmak, iliklenmek

DÜĞMELETMEK : Turkish Turkish

düğmelemek eylemini yaptırmak, ilikletmek

DÜĞMELİ : Turkish Turkish

düğmesi olan

DÜĞMELİ : Turkish Turkish

düğmeyle tutturulan

DÜĞMESİZ : Turkish Turkish

düğmesi olmayan ya da düğmelenme-miş olan

DÜĞÜ : Turkish Turkish

elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur

DÜĞÜ : Turkish Turkish

pirinç

DÜĞÜM : Turkish Turkish

ıplik, ip, halat gibi, bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine ya da birbirine dolayarak yapılan boğum

DÜĞÜM : Turkish Turkish

anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum

DÜĞÜM : Turkish Turkish

gövde üzerinde yaprakların, dalların çıktığı yer

DÜĞÜM : Turkish Turkish

gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan kararlı dalgalarda, titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalardan her biri

DÜĞÜM : Turkish Turkish

yazın yapıtlarında gerilimin arttığı çapraşık olguların çözülmeden önce toplandığı bölüm

DÜĞÜM : Turkish Turkish

genellikle yuvarlak ve sert derinin içine gömülü oluşum, kistik yapı

DÜĞÜM ATMAK : Turkish Turkish

düğümlemek

DÜĞÜM DÜĞÜM : Turkish Turkish

üzerinde düğümler olan

DÜĞÜM NOKTASI : Turkish Turkish

ir şeyin sonuçlanması için çözülmesi, açıklığa kavuşturulması gereken güç yanı

DÜĞÜM ÜSTÜNE DÜĞÜM VURMAK (ATMAK) : Turkish Turkish

parasını pintilik ederek saklamak

DÜĞÜM VURMAK : Turkish Turkish

düğümlemek

DÜĞÜM VURMAK : Turkish Turkish

parasını pintilik ederek saklamak, biriktirmek

DÜĞÜMATAR : Turkish Turkish

demet ya da balya makinesinin düğüm işlemini yapan parçası

DÜĞÜMBOĞAN : Turkish Turkish

ur köküne yerleştirilen iplik düğümünü sıkmak için kullanılan araç

DÜĞÜMCÜ : Turkish Turkish

ıplik fabrikalarında kopan iplikleri, fitilleri bağlamakla görevli işçi

DÜĞÜMLEMEK : Turkish Turkish

düğüm yapmak, düğüm atmak