Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DULDA : Turkish Turkish

ve ds esirgeme, koruma, °himaye

DULDALAMAK : Turkish Turkish

korumak, siper altına almak

DULDALANMAK : Turkish Turkish

korunmak, siper altına girmek

DULDALI : Turkish Turkish

duldası olan

DULDASIZ : Turkish Turkish

duldası olmayan

DÜLDÜL : Turkish Turkish

hz. ali'ye peygamber tarafından armağan edilen katırın adı

DÜLDÜL : Turkish Turkish

kötü at

DÜLDÜL : Turkish Turkish

eski otomobil

DÜLGER : Turkish Turkish

yapıların kaba ağaç işlerini yapan kimse

DÜLGERBALIĞI, -NI : Turkish Turkish

kemikli balıklar takımından başı büyük, ağzı geniş, vücudu yassı ve söbe, üstü dikenli pullarla kaplı bir balık (zeus faber)

DÜLGERLİK : Turkish Turkish

dülgerin zanaatı

DULLUK : Turkish Turkish

dul olma durumu

DULUK : Turkish Turkish

yüz

DULUK : Turkish Turkish

şakak

DULUK : Turkish Turkish

yüzün şakakla çene arasındaki yanı

DUMA : Turkish Turkish

us parlamentosuna verilen ad

DUMAĞI : Turkish Turkish

nezle, ingin, °zükâm, °nevazil

DUMAN : Turkish Turkish

ir maddenin yanmasıyla çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara ya da esmer renkli gaz

DUMAN : Turkish Turkish

havalanan ince tozların ya da sisin havada oluşturduğu bulanıklık

DUMAN : Turkish Turkish

meyve, çiçek ya da içinde buz bulunan kapların üzerindeki buğumsu görüntü

DUMAN : Turkish Turkish

kötü, yaman

DUMAN : Turkish Turkish

esrar

DUMAN ALMAK : Turkish Turkish

sis kaplamak, sis bürümek

DUMAN ALMAK : Turkish Turkish

sigara dumanını içine çekmek

DUMAN ALTI OLMAK : Turkish Turkish

çok sigara içilen bir yerde sigara dumanından etkilenmek