Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DÜĞÜNCÜ : Turkish Turkish

düğüne katılanlar

DÜĞÜNCÜBAŞI : Turkish Turkish

düğünü yöneten kişi

DÜĞÜNLÜ : Turkish Turkish

düğün yaparak

DÜĞÜNSÜZ : Turkish Turkish

düğün yapmadan ya da düğünü olmayan

DÜĞÜRCÜK : Turkish Turkish

ınce bulgur

DUHUL : Turkish Turkish

girme, giri?

DUHULİYE : Turkish Turkish

giriş ücreti

DUHULİYE KARTI : Turkish Turkish

girimlik, giriş kartı

DÜK, -KÜ : Turkish Turkish

kimi devletlerde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk sanı

DUKA : Turkish Turkish

dük sanının eskiden kullanılan biçimi

DUKA : Turkish Turkish

ir çeşit venedik altın akçesine verilen ad

DUKALIK : Turkish Turkish

ir dukanın yönetiminde bulunan ülke

DÜKKÂN : Turkish Turkish

perakende satış yapan esnafın, küçük zanaat sahiplerinin satış yaptıkları ya da çalıştıkları yer

DÜKKÂN : Turkish Turkish

görevli olarak çalışılan yer, işyeri

DÜKKÂN : Turkish Turkish

pantolonun ön açıklığı, düğme ya da fermuar yeri

DÜKKÂN : Turkish Turkish

kumarhane

DÜKKÂNCI : Turkish Turkish

dükkân işleten kimse

DÜKLÜK : Turkish Turkish

dük olma durumu

DÜKLÜK : Turkish Turkish

ir dükün yönetimindeki ülke

DUL : Turkish Turkish

eşi ölmüş ya da eşinden boşanmış (kadın ya da erkek)

DUL KALMAK : Turkish Turkish

(kadın ya da erkek için) eşi ölmek

DULAPTALOTU, -NU : Turkish Turkish

dulaptalotugillerin örnek bitkisi olan, yüksek yerlerde yetişen çiçekleri güzel kokan bir ağaççık (daphne mezereum)

DULAPTALOTUGİLLER : Turkish Turkish

örnek bitkisi dulaptalotu olan, taçsız ikiçeneklilerden bir familya

DULAVRATOTU, -NU : Turkish Turkish

ileşikgillerden, hekimlikte kullanılan bir bitki (arctium lappa)

DULDA : Turkish Turkish

yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyeme-diği gizli, kuytu yer, siper