Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DUMAN ALTI OLMAK : Turkish Turkish

esrar içilen bir yerin havasından etkilenmek

DUMAN ATTIRMAK : Turkish Turkish

kötü duruma düşürmek, birini yıldırmak, korkutmak

DUMAN ETMEK : Turkish Turkish

dağıtmak, bozmak

DUMAN ETMEK : Turkish Turkish

yenmek, başarı sağlamak

DUMANI DOĞRU ÇIKSIN : Turkish Turkish

"iyi ve güzel olmasa bile yönteme uygun olsun yeter" anlamında kullanılır

DUMANI ÜSTÜNDE : Turkish Turkish

(sebze, meyve, yemek için) çok taze

DUMANI ÜSTÜNDE : Turkish Turkish

çok yeni, üzerinden çok zaman geçmemi?

DUMANI VERMEK : Turkish Turkish

ortalığı karıştırmak

DUMANLAMAK : Turkish Turkish

dumanlı duruma getirmek; dumana tutmak

DUMANLANMAK : Turkish Turkish

dumanlı duruma gelmek

DUMANLANMAK : Turkish Turkish

ulanmak, karışmak

DUMANLI : Turkish Turkish

dumanı olan

DUMANLI : Turkish Turkish

duman çıkaran, duman çıkararak yanan

DUMANLI : Turkish Turkish

sisli, sisle örtülü

DUMANLI : Turkish Turkish

sıkıntılı, bulanık; esrik, sarhoş

DUMANÖLÇER : Turkish Turkish

motorlu taşıtların egzoz dumanlarının niteliğini, niceliğini ölçüp denetleyen aygıt

DUMANÖNLER : Turkish Turkish

tam bir yanma elde etmek ve dumanı yok etmek için sıvı yakıta katılan madde

DUMANRENGİ : Turkish Turkish

koyu külrengi, °füme

DUMANRENGİ : Turkish Turkish

u renkte olan

DUMANSIZ : Turkish Turkish

dumanı olmayan, duman çıkarmayan

DÜMBEK : Turkish Turkish

dümbelek

DÜMBELEK : Turkish Turkish

ağzına deri gerilmiş, çanak biçiminde, darbukaya benzer bir çeşit çalgı

DÜMBELEK : Turkish Turkish

anlayışsız, sersem

DÜMBELEKÇİ : Turkish Turkish

dümbelek çalan ya da dümbelek satan kimse

DÜMBÜK : Turkish Turkish

kötü kişi, karısı kötü yolda olan kişi