Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EMİR KULU : Turkish Turkish

ir işi, aldığı buyruk gereğince yapmak yükümlülüğünde olan kimse

EMİR SUBAYI : Turkish Turkish

yüksek aşamalı komutanların emrine verilmiş subay

EMİR TÜMCESİ : Turkish Turkish

yüklemi emir kavramı veren tümce

EMİR VERMEK : Turkish Turkish

uyurmak, buyruk vermek

EMİR, -MRİ : Turkish Turkish

uyruk, komut

EMİR, -MRİ : Turkish Turkish

ir orundan öbürüne geçerken görevliye verilen belge

EMİRBER : Turkish Turkish

emir eri

EMİRCİK : Turkish Turkish

yalıçapkını, iskelekuşu

EMİRLİK : Turkish Turkish

emir (ii) olma durumu

EMİRLİK : Turkish Turkish

ir emirle yönetilen bölge

EMİRNAME : Turkish Turkish

yazılı buyruk

EMİŞÇİ : Turkish Turkish

kuzu ya da oğlakları annesine emdiren kişi

EMİŞİK : Turkish Turkish

sütkardeş

EMİSYON : Turkish Turkish

devletçe para, senet ve tahvil çıkarma, piyasaya sürme

EMLAK, -Kİ : Turkish Turkish

ev, arsa, bahçe gibi taşınamayan mal ve mülklerin ortak adı, taşınamazlar, °gayri menkul

EMLAKÇİ : Turkish Turkish

emlak alıp satma ya da kiralama işini yapan kimse

EMLAKÇİLİK : Turkish Turkish

emlakçinin işi

EMLEK : Turkish Turkish

anası ölen kuzuları başkasına emzirme

EMLEK : Turkish Turkish

süt kuzusu

EMLEMEK : Turkish Turkish

ılaç sürmek, ilaç vermek

EMLİK : Turkish Turkish

süt emmekte olan insan ya da hayvan yavrusu

EMME : Turkish Turkish

emmek eylemi

EMME : Turkish Turkish

soğurma, °massetme

EMME : Turkish Turkish

oruda akan sıvının oluşturduğu çekiş

EMME : Turkish Turkish

petrolle ilgili işlemlerde, bir akışkanın çekilişi; bir deponun böyle bir çekilmeyle doldurulması işlemi