Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EMRİNE VERMEK : Turkish Turkish

yararlanması için ayırmak

EMRİVAKİ YAPMAK : Turkish Turkish

olupbittiye getirmek

EMRİVAKİ, -İ : Turkish Turkish

olupbitti, oldubitti

EMSAL, -Lİ : Turkish Turkish

enzerler

EMSAL, -Lİ : Turkish Turkish

yaşıt, eş, denk

EMSAL, -Lİ : Turkish Turkish

örnek

EMSAL, -Lİ : Turkish Turkish

katsayı

EMSALSİZ : Turkish Turkish

eşsiz, eşi benzeri olmayan, bir benzeri daha bulunmayan

EMSALSİZLİK : Turkish Turkish

eşsiz olma durumu, eşsizlik

EMTİA : Turkish Turkish

mallar, satılacak şeyler

EMÜLSİYON : Turkish Turkish

ir sıvının başka bir sıvı içinde küçük damlacıklar halinde dağılmasıyla oluşan heterojen ortam

EMÜLSİYON : Turkish Turkish

süt görünüşünde olan, sütsü

EMÜLSİYON : Turkish Turkish

(fotoğrafçılıkta) duyarkat

EMÜLSİYONLAŞTIRICI : Turkish Turkish

ulunduğu ortamdan bir emülsiyon oluşmasını ya da bozulmadan kalmasını sağlayan bileşik

EMÜLSİYONLAŞTIRICI : Turkish Turkish

esinlere katılan, onların bozulmadan istenilen kıvamda olmasını sağlayan katkı maddesi

EMÜLSİYONLAŞTIRMA : Turkish Turkish

emülsiyon durumuna getirme

EMÜLSİYONLAŞTIRMA : Turkish Turkish

yol yapımında kullanılan kimi maddelere su katılarak onların soğukta kullanılmasını sağlayan yöntem

EMÜLSİYONLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir sıvıyı çözünmeye uğramadığı bir ortamda, homojen bir bütün elde etmek üzere küçük damlacıklar halinde dağıtmak

EMVAL, -Lİ : Turkish Turkish

mallar, parayla alınan şeyler

EMZİK : Turkish Turkish

süt çocuklarını oyalamak için ağızlarına verilen kauçuk meme

EMZİK : Turkish Turkish

eslemek için süt çocuklarına meme yerine emdirilen ağzı kauçuklu süt şişesi, °biberon

EMZİK : Turkish Turkish

ıbrik, çaydanlık, testi gibi kapların, suyu azar azar akıtmaya yarar içi delik uzantısı, ibik

EMZİK : Turkish Turkish

sigara ya da ağızlığı

EMZİK BORUSU : Turkish Turkish

doğrudan doğruya sobaya takılan dirsek boru

EMZİKLİ : Turkish Turkish

emziği olan