Turkish Turkish
Turkish Turkish
ENDEKSLEME : Turkish Turkish
dizin oluşturma, dizinleme
ENDEKSLEME : Turkish Turkish
ir borç tutarının zaman içinde belirli bir endekse göre değişmesini koşullayan yöntem
ENDEKSLİ : Turkish Turkish
dizini olan, dizinli
ENDEKSLİ : Turkish Turkish
ir gelişimi gösteren nicelikler ya da değerler arasında ilişkisi olan
ENDER : Turkish Turkish
çok az, çok seyrek, çok az bulunur
ENDER : Turkish Turkish
çok seyrek olarak, çok seyrek bir biçimde
ENDERUN : Turkish Turkish
saraylarda harem ve hazine dairelerinin bulunduğu yer
ENDERUN : Turkish Turkish
üyük sarayların iç bölümü
ENDERUN : Turkish Turkish
devlet görevlilerini yetiştiren okul
ENDERUNLU : Turkish Turkish
enderunda eğitim görmüş olan
ENDİŞE : Turkish Turkish
korku, tasa, kaygı
ENDİŞE : Turkish Turkish
kuşku, °şüphe
ENDİŞE : Turkish Turkish
düşünce
ENDİŞE ETMEK : Turkish Turkish
tasalanmak, kaygılanmak
ENDİŞELENDİRMEK : Turkish Turkish
kaygılandırmak
ENDİŞELENMEK : Turkish Turkish
tasalanmak, kaygılanmak
ENDİŞELİ : Turkish Turkish
tasalı, kaygılı, düşünceli; kuşkulu, korkulu
ENDİŞESİZ : Turkish Turkish
tasasız, kaygısız, düşüncesiz; kuşkusu olmayan, korkusuz
ENDİŞESİZLİK : Turkish Turkish
endişesiz olma durumu
ENDODERM : Turkish Turkish
ıçderi
ENDOGAMİ : Turkish Turkish
ıçevlilik
ENDOKRİN : Turkish Turkish
ıçsalgı
ENDOKRİNOLOJİ : Turkish Turkish
ıçsalgıbilim
ENDONEZYALI : Turkish Turkish
endonezya halkından olan (kimse)
ENDOPLAZMA : Turkish Turkish
ıçplazma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani