Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EMZİKLİ : Turkish Turkish

memede çocuğu olan (kadın)

EMZİKSİZ : Turkish Turkish

emziği olmayan

EMZİRİŞ : Turkish Turkish

emzirmek eylemi ya da biçimi

EMZİRME : Turkish Turkish

emzirmek eylemi

EMZİRMEK : Turkish Turkish

kadın ya da dişi hayvan memesindeki sütü yavruya vermek, meme vermek

EMZİRTMEK : Turkish Turkish

emzirmek eylemini yaptırmak

EN : Turkish Turkish

ir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, "boy" karşıtı

EN : Turkish Turkish

hayvanlara vurulan damga, im

EN : Turkish Turkish

aşına geldiği sıfatların en üstün derecede olduğunu gösterir

ENAYİ : Turkish Turkish

fazla bön, avanak

ENAYİ DÜMBELEĞİ : Turkish Turkish

çok enayi

ENAYİCE : Turkish Turkish

enayi gibi

ENAYİLİK : Turkish Turkish

enayi olma durumu, enayice davranış

ENBERİ : Turkish Turkish

çiftyıldızlarda bileşenlerin kütle merkezine göre çizdikleri elips yörüngede, kütle merkezinin bulunduğu odağa en yakın nokta

ENCAM : Turkish Turkish

son, işin sonu

ENCİK : Turkish Turkish

enik

ENCÜMEN : Turkish Turkish

yarkurul, °komisyon, °komite

ENDAM : Turkish Turkish

vücut, beden, boy bos

ENDAMLI : Turkish Turkish

oylu, boyu bosu yerinde

ENDAZE : Turkish Turkish

altmış beş santimetre boyunda bir uzunluk ölçüsü

ENDAZE : Turkish Turkish

ölçü

ENDAZELEMEK : Turkish Turkish

endazeyle ölçmek

ENDAZESİZ : Turkish Turkish

ölçüsüz

ENDEKS : Turkish Turkish

dizin

ENDEKS : Turkish Turkish

ir gelişimi gösteren nicelikler ya da değerler arasındaki ilişki, indeks