Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ENGİN : Turkish Turkish

değer ve fiyatı düşük olan

ENGİN : Turkish Turkish

yüksekte olmayan, alçak (yer)

ENGİNAR : Turkish Turkish

ileşikgillerden, çok yıllık dikenli bitki (cynara scolymus)

ENGİNAR : Turkish Turkish

u bitkinin çiçekliği sebze olarak yenen iri, topuz biçimindeki yeşil ürünü

ENGİNLİK : Turkish Turkish

engin olma durumu

ENGİNLİK : Turkish Turkish

alabildiğine genişlik

ENGİZİSYON : Turkish Turkish

ortaçağda, katoliklerde katı din inançlarına karşı geldiği ileri sürülenleri yargılamak için kurulan kilise mahkemelerinin adı

ENİK : Turkish Turkish

kedi, köpek gibi çok memeli hayvanların yavrusu, encik, encek

ENİKLEMEK : Turkish Turkish

doğurmak

ENİKONU : Turkish Turkish

ıyiden iyiye, iyice

ENİNDE SONUNDA : Turkish Turkish

ne zaman olsa

ENİNE BOYUNA : Turkish Turkish

gösterişli, iriyarı

ENİNE BOYUNA : Turkish Turkish

eksiksizce, enikonu

ENİR : Turkish Turkish

ir tür yabanmersini

ENİŞTE : Turkish Turkish

ir kimsenin kız kardeşinin ya da kadın hısımlarından birinin kocası

ENJEKSİYON : Turkish Turkish

ığne yapma, iğne vurma

ENJEKTÖR : Turkish Turkish

ir sıvıyı herhangi bir yere basınçla veren bir tür pompa

ENJEKTÖR : Turkish Turkish

sindirim sistemi dışı yollardan vücuda ilaç vermeye yarayan araç, iğne, °şırınga

ENKAZ : Turkish Turkish

ozulmuş yapı, gemi, mal vb. den arta kalanlar

ENKAZ : Turkish Turkish

yıkılmaya yüz tutmuş yapı

ENKAZ : Turkish Turkish

ir uygarlığın, devletin ya da yönetimin ardından kalan olumsuz şeyler

ENLEM : Turkish Turkish

yeryuvarı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralelle ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, °arz derecesi

ENLEM DAİRESİ : Turkish Turkish

aynı enlemdeki noktaların oluşturduğu ekvator'a paralel daire, °arz dairesi

ENLEMSEL : Turkish Turkish

enlemle ilgili

ENLİ : Turkish Turkish

eni büyük olan, geniş