Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ENLİLİK : Turkish Turkish

enli olma durumu

ENOSİS : Turkish Turkish

kıbrıs adası'nın yunanistan'la birleşmesi düşünü dile getiren helenist görüş

ENÖTE : Turkish Turkish

çiftyıldızlarda, yoldaşın başyıldıza göre çizdiği bağıl yörüngenin, başyıldıza en yakın noktası ya da her bir üyenin kendi yörüngelerinin kütle merkezine en yakın noktası

ENSE : Turkish Turkish

oynun arkası

ENSE KÖKÜ : Turkish Turkish

ensenin gövdeyle birleştiği yer

ENSE KULAK YERİNDE : Turkish Turkish

(erkek için) iriyarı

ENSE KULAK YERİNDE : Turkish Turkish

kellifelli

ENSE YAPMAK : Turkish Turkish

hiç çalışmadan rahatça yaşamak

ENSELEMEK : Turkish Turkish

yakalamak

ENSELENMEK : Turkish Turkish

yakalanmak, ele geçirilmek

ENSELETMEK : Turkish Turkish

yakalatmak

ENSER : Turkish Turkish

üyük çivi, ekser

ENSESİ KALIN : Turkish Turkish

güçlü, istediğini yapabilen, sözü geçer (kimse)

ENSESİNDE BOZA PİŞİRMEK : Turkish Turkish

irini çok üzmek, tedirgin etmek

ENSESİNDE BOZA PİŞİRMEK : Turkish Turkish

(birini) bir işi bitirmesi için çok tedirgin etmek

ENSESİNE BİNMEK : Turkish Turkish

irine bir işi yaptırmak için sürekli baskı altında bulundurmak

ENSEST : Turkish Turkish

aralarında kan bağı olduğundan yasalarca evlenmeleri yasaklanan kişiler arasındaki cinsel ilişki

ENSİZ : Turkish Turkish

eni küçük olan, dar

ENSİZLİK : Turkish Turkish

ensiz olma durumu

ENSTANTANE : Turkish Turkish

işıklama süresi saniyenin 1 / 25'i ya da daha kısa olan hızlı bir devinimi, oluşumu anında saptayan fotoğraf çekme yöntemi

ENSTANTANE : Turkish Turkish

u yöntemle çekilen (fotoğraf)

ENSTANTANE : Turkish Turkish

ir anda olan

ENSTİTÜ : Turkish Turkish

ir üniversiteye bağlı ya da bağımsız bir kuruluş olarak genellikle araştırma yapan ve kimi durumlarda öğretime de yer veren eğitim kurumu

ENSTRÜMAN : Turkish Turkish

çalgı

ENSTRÜMAN : Turkish Turkish

araç