Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ENTERNE ETMEK : Turkish Turkish

gözaltına almak

ENTEROGRAF : Turkish Turkish

ağırsak kasılmalarını ölçmek ve kaydetmek için kullanılan aygıt

ENTERTİP : Turkish Turkish

asımcılıkta harfleri satır durumunda dizen ve döken dizgi makinesi

ENTİMEM : Turkish Turkish

ir ya da birden çok öncülü (önceden bilindiği varsayılarak) kaldırılmış olan tasımsal çıkarım

ENTİPÜFTEN : Turkish Turkish

hiç değeri olmayan, derme çatma, uydurma

ENTOMOLOJİ : Turkish Turkish

öcekbilim

ENTOMOLOJİST : Turkish Turkish

öcekbilimci

ENTRİKA : Turkish Turkish

ir işi sağlamak ya da bozmak için girişilen gizli çalışma, oyun, dolap, düzen, °dek, °desise, °hile

ENTRİKA ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

entrikayla amacına ermeye çalışmak, dolap çevirmek

ENTRİKACI : Turkish Turkish

entrika çeviren düzenci, °dessas

ENTRİKACILIK : Turkish Turkish

entrikacı olma durumu, düzencilik

ENÜSTÜNLÜK : Turkish Turkish

"en" belirtecinin başına geldiği sıfata kattığı en yüksek üstünlük derecesi

ENVA, -İ : Turkish Turkish

türler, çeşitler

ENVAİ TÜRLÜ (ENVA ÇEŞİTLİ YA DA ENVA ÇEŞİT) : Turkish Turkish

çeşit çeşit, türlü türlü

ENVANTER : Turkish Turkish

ir ticaret kuruluşunun para, mal ve diğer varlıklarıyla genel olarak borçlu ve alacaklı durumlarını, nicelikleri ve değerleriyle ayrıntılı olarak gösterme

ENVANTER : Turkish Turkish

u durumu gösteren çizelge

ENVANTER DEFTERİ : Turkish Turkish

üzerine yıllık hesapların ve envanter belgesinin işlendiği defter

ENZİM : Turkish Turkish

ir tepkimeye neden olan ve onu hızlandıran eriyebilir organik madde, °ferment

ENZİMBİLİM : Turkish Turkish

enzimleri inceleyen bilim dalı

EOSEN : Turkish Turkish

üçüncü çağın, memelilerin oluştuğu dönemi

EPE : Turkish Turkish

kılıçoyununda kullanılan bir tür kılıç

EPE : Turkish Turkish

u kılıç kullanılarak oynanan bir tür kılıçoyunu

EPEY : Turkish Turkish

az denmeyecek kadar, oldukça, hayli

EPEYCE : Turkish Turkish

oldukça, bir hayli

EPEYDİR : Turkish Turkish

çoktan beri, hanidir