Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FENLENMEK : Turkish Turkish

yaşına göre bilmemesi gereken şeyleri öğrenmiş olmak

FENNİ : Turkish Turkish

fenle ilgili

FENNİ : Turkish Turkish

yöntemine göre iş gören

FENOL : Turkish Turkish

oyacılıkta, plastik maddelerin ve kimi ilaçların yapımında kullanılan, çoğunlukla madenkömürü-nün katranından çıkarılan benzinin oksijenli türevi, asit fenik

FENOLSEL : Turkish Turkish

fenolle ilgili

FENOLSEL : Turkish Turkish

fenollerden türeyen (bileşikler)

FENOMEN : Turkish Turkish

olay, olgu

FENOMEN : Turkish Turkish

görüngü

FENOMEN : Turkish Turkish

hayranlık uyandıracak kadar dikkat çekici

FENOMENİZM : Turkish Turkish

görüngücülük

FENOMENOLOJİ : Turkish Turkish

görüngübilim

FENOTİP : Turkish Turkish

ir organizmanın çevre koşullarında gösterdiği değişiklik, soyserim

FENT : Turkish Turkish

düzen, °hile

FEODAL : Turkish Turkish

derebeylikle ilgili

FEODALİTE : Turkish Turkish

derebeylik

FEODALİZM : Turkish Turkish

- derebeylik

FER : Turkish Turkish

parlaklık, aydınlık

FER : Turkish Turkish

(gözde) canlılık

FERACE : Turkish Turkish

kadınların sokakta giydikleri, mantoya benzer, arkası bol, yakasız, çoğu kez eteklere kadar uzayan üst giysisi

FERACE : Turkish Turkish

dervişlerin giydiği bol bir tür hırka

FERACELİ : Turkish Turkish

ferace giymiş olan (kimse)

FERAĞ : Turkish Turkish

(bir işten) vazgeçme, çekilme, el çekme, terk etme

FERAĞ : Turkish Turkish

(bir mülkü) başkasına bırakma, başkasının üstüne geçirme

FERAGAT ETMEK : Turkish Turkish

hakkından vazgeçmek, el çekmek

FERAGAT GÖSTERMEK : Turkish Turkish

hakkından vazgeçmek