Turkish Turkish
FERASETSİZ : Turkish Turkish
anlayışsız
FERÇ : Turkish Turkish
dişi canlılarda üreme organının dış bölümü, am, °vulva
FERDA : Turkish Turkish
erte
FERDA : Turkish Turkish
gelecek zaman, yarın
FERDE : Turkish Turkish
küçük denk, top
FERDİ : Turkish Turkish
ireysel, kişisel: ferdi çabasıyla gol attı
FERDİYET, -Tİ : Turkish Turkish
ireysellik
FERDİYETÇİ : Turkish Turkish
ireyci, °individüalist
FERDİYETÇİLİK : Turkish Turkish
ireycilik, °individüalizm
FERİ, : Turkish Turkish
ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan
FERİ, : Turkish Turkish
ıkinci dereceden
FERİBOT, -TU : Turkish Turkish
kısa deniz ulaşımında arabaları ya da vagonları da taşıyabilen gemi, araba vapuru
FERİH : Turkish Turkish
çok sevinçli, neşeli
FERİH FAHUR : Turkish Turkish
- ferah fahur
FERİK : Turkish Turkish
kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmış yavruları, piliç
FERİK : Turkish Turkish
gevrek bir elma türü
FERİK : Turkish Turkish
tümgeneral ya da korgeneral
FERLİ : Turkish Turkish
canlı, ışıltılı (göz, ışık)
FERMA : Turkish Turkish
av köpeğinin gizlendiği yerden avı gözetlemesi
FERMAN : Turkish Turkish
osmanlı ımparatorluğunda padişahın verdiği, uyulması gerekli hükümleri taşıyan yazılı buyruk, yarlık
FERMAN : Turkish Turkish
uyruk, °emir
FERMAN ÇIKARMAK : Turkish Turkish
padişah tarafından herhangi bir konuda emir verilmek
FERMAN ÇIKARMAK : Turkish Turkish
yetkili bir kimse tarafından buyruk verilmek
FERMAN DİNLEMEMEK : Turkish Turkish
yasa, yol yöntem tanımamak
FERMAN SİZİN : Turkish Turkish
siz nasıl isterseniz öyle olsun!
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani