Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FESHETMEK : Turkish Turkish

(verilmiş bir yargıyı) kaldırmak, bozmak

FESHETMEK : Turkish Turkish

kapatmak, dağıtmak

FESİH ETMEK : Turkish Turkish

- feshetmek

FESİH, -SHİ : Turkish Turkish

(verilmiş bir yargıyı) kaldırma, bozma, feshetme

FESİH, -SHİ : Turkish Turkish

dağıtma, dağıtılma

FESLEĞEN : Turkish Turkish

allıbabagillerden, yaprakları güzel kokulu bir süs bitkisi, °reyhan (ocimum basilicum)

FEŞMEKÂN : Turkish Turkish

- falan feşmekân

FESRENGİ, -Nİ : Turkish Turkish

koyu kırmızı renk

FESRENGİ, -Nİ : Turkish Turkish

u renkte olan

FESTEKİZ : Turkish Turkish

- falan festekiz

FESTİVAL, -Lİ : Turkish Turkish

dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı ya da niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi

FESTİVAL, -Lİ : Turkish Turkish

ve tiy. belli bir sanat dalında oyun ve filmlerin sunulması ve gösterilmesi sonunda ödül ya da derece verilmesi biçiminde düzenlenen ulusal ya da uluslararası gösteri dizisi, şenlik

FESTİVAL, -Lİ : Turkish Turkish

ir bölgenin en ünlü ürünü için yapılan gösteri

FESTİVAL, -Lİ : Turkish Turkish

düzensiz toplantı, curcuna

FESUPHANALLAH : Turkish Turkish

şaşma anlatır

FETHA : Turkish Turkish

aralık, ağız, delik

FETHA : Turkish Turkish

üstün (ii)

FETHETME : Turkish Turkish

fethetmek eylemi

FETHETMEK : Turkish Turkish

ir kent ya da ülkeyi savaşarak almak, ülke açmak

FETHETMEK : Turkish Turkish

(birini) kendine çekmek, bağlamak

FETİH ETMEK : Turkish Turkish

- fethetmek

FETİH, -THİ : Turkish Turkish

ir kent ya da ülkeyi savaşarak alma

FETİHNAME : Turkish Turkish

ir yerin alındığını muştulamak için, hükümdarların, yabancı devlet başkanla- rına, şehzadelere, valilere vb. ye yazdığı resmi mektup

FETİŞ : Turkish Turkish

ılkel toplumlarda doğaüstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı ya da cansız nesne, tapıncak, put

FETİŞ : Turkish Turkish

tapınırcasına sevilen şey ya da kimse