Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FEYYAZ : Turkish Turkish

(su için) gür

FEYYAZ : Turkish Turkish

eliaçık, °cömert

FEZA : Turkish Turkish

uzay

FEZLEKE : Turkish Turkish

özet, °hülasa

: Turkish Turkish

"-de içinde" anlamlarında sözcüklerin başında kullanılan ilgeç

Fİ TARİHİNDE : Turkish Turkish

oldukça geçmiş bir tarihte

FİBER : Turkish Turkish

sıkıştırılmış bitki liflerinden yapılmış mukavva ya da tahta

FİBERGLAS : Turkish Turkish

plastik maddelerden, özellikle poliyesterden parçalar yapımında kullanılan sağlamlaştırma maddesi

FİBERİN : Turkish Turkish

kan ve lenf serumunda bulunan albüminli bir madde

FIÇI : Turkish Turkish

ir araya getirilerek çemberlerle tutturulmuş ensiz tahtalardan yapılan,yuvarlak, karnı şişkin ve altı üstü düz kap

FIÇI : Turkish Turkish

ir fıçının alabildiği ölçü

FIÇI BALIĞI : Turkish Turkish

- fıçıbalığı

FIÇI GİBİ : Turkish Turkish

odur ve çok şişman

FIÇIBALIĞI : Turkish Turkish

fıçıya istif edilmiş balık tuzlaması

FIÇICI : Turkish Turkish

fıçı yapan ya da satan kimse

FIÇICILIK : Turkish Turkish

fıçı yapıp satma işi

FIÇILAMA : Turkish Turkish

fıçıya koyma, fıçıya doldurma

FIÇILAMAK : Turkish Turkish

fıçıya koymak

FIÇILAŞMA : Turkish Turkish

fıçı durumuna gelme

FİDAN : Turkish Turkish

ağaç ve ağaççıkların yeni yetişeni

FİDAN : Turkish Turkish

aşka bir yere dikilmek için bulunduğu yerden çıkarılan taze ağaç, dikme

FİDAN BOYLU ( YA DA FİDAN GİBİ) : Turkish Turkish

ince uzun ve biçimli

FİDANBİTİ, -Nİ : Turkish Turkish

yaprakbiti

FİDANLIK : Turkish Turkish

fidan yetiştirilen yer, dikmelik

FİDE : Turkish Turkish

ahçıvanlıkta, yastıklarda tohumdan yetiştirilip başka yerlere dikilmek için hazırlanan sebze ya da körpe çiçek