Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FERMANLI : Turkish Turkish

hükümete karşı gelmek suçuyla aranan ve cezalandırılması için hakkında ferman çıkan (kimse)

FERMANLI : Turkish Turkish

kimseden korkusu olmayıp dilediği gibi davranan

FERMANLI DELİ : Turkish Turkish

deliliği herkesçe bilinen, görülen kişi

FERMANTASYON : Turkish Turkish

mayalanma, °tahammür

FERMEJÜP, -PÜ : Turkish Turkish

çıtçıt

FERMENT, - Tİ : Turkish Turkish

maya, °enzim

FERMİYUM : Turkish Turkish

aynştaynyumla aynı zamanda bulunan ve atom sayısı 100 olan yapay element, simgesi fm

FERMUAR : Turkish Turkish

giysi, çanta vb. yerlerde kullanılan, karşılıklı dişler ve bunların üzerinde yürüyen kapatıcıdan oluşan düzenek

FERMUARCI : Turkish Turkish

fermuar takan, satan kimse

FEROMON : Turkish Turkish

urundaki çok küçük bir organ aracılığıyla canlılarda türdeşleri arasında iletişimi sağladığı ileri sürülen altıncı duyu

FERSAH : Turkish Turkish

yaklaşık beş kilometrelik bir uzaklık ölçüsü

FERSAH : Turkish Turkish

çok uzun mesafe

FERSAH FERSAH : Turkish Turkish

pek çok, bol bol

FERSAHLIK : Turkish Turkish

arası herhangi bir fersah olan

FERSİZ : Turkish Turkish

donuk, cansız (göz, ışık)

FERSİZLEŞME : Turkish Turkish

fersizleşmek eylemi, donuklaşma

FERSİZLEŞMEK : Turkish Turkish

fersiz duruma gelmek, donuklaşmak

FERSİZLİK : Turkish Turkish

fersiz olma durumu, cansızlık, donukluk, güçsüzlük

FERSUDE : Turkish Turkish

eskimiş, yıpranmış, aşınmış

FERT : Turkish Turkish

irey

FERTÇİ : Turkish Turkish

- bireyci

FERTÇİLİK : Turkish Turkish

- bireycilik

FERTİK : Turkish Turkish

kaçma, uzaklaşma, sıvışma

FERTİK ÇEKMEK ( YA DA FERTİKİ KIRMAK) : Turkish Turkish

kaçmak

FERYAT : Turkish Turkish

yardım istemek için bağırma, haykırış, çığlık