Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FERAGAT, -Tİ : Turkish Turkish

hakkından kendi isteğiyle vazgeçme

FERAGATLİ : Turkish Turkish

vazgeçebilen, özveride bulunabilen, özveri gösterebilen

FERAH : Turkish Turkish

ol, geni?

FERAH : Turkish Turkish

(yer için) havadar, aydınlık, iç açıcı

FERAH (İİ) A. AR. : Turkish Turkish

sıkıntısız, tasasız, sevinçli olma durumu, sevinme, sevinç, iç rahatlığı

FERAH (İİ) A. AR. FAHUR ( YA DA FERİH FAHUR) : Turkish Turkish

ferah içinde, rahat olarak

FERAH (İİ) A. AR. FAHUR ( YA DA FERİH FAHUR) : Turkish Turkish

sevinçli olarak, iftihar duyarak

FERAH FERAH : Turkish Turkish

ol bol, geniş geniş

FERAH FERAH : Turkish Turkish

en aşağı

FERAHFEZA : Turkish Turkish

türk müziğinde, yegâh perdesinde karar kılan makamlardan biri

FERAHİ : Turkish Turkish

olluk, genişlik

FERAHİ : Turkish Turkish

ucuzluk

FERAHİ : Turkish Turkish

polis ve inzibat görevlilerinin boyunlarına taktıkları ayça biçiminde üstü yazılı metal arma

FERAHİ : Turkish Turkish

ii. mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik

FERAHLAMA : Turkish Turkish

ferah duruma gelme

FERAHLAMAK : Turkish Turkish

genişlemek, açılmak

FERAHLAMAK : Turkish Turkish

sıkıntısı, tasası dağılmak

FERAHLANMAK : Turkish Turkish

- ferahlamak

FERAHLATICI : Turkish Turkish

ferahlık veren, ferahlık sağlayan

FERAHLATICILIK : Turkish Turkish

ferahlatıcı olma durumu

FERAHLATMAK : Turkish Turkish

ferah duruma getirmek, rahatlatmak

FERAHLIK : Turkish Turkish

ferah olma durumu, genişlik, gönül açıklığı

FERAHNAK, Kİ : Turkish Turkish

türk müzişinde bir birlesik makam

FERASET, -Tİ : Turkish Turkish

anlayış, seziş, sezgi, zekâ

FERASETLİ : Turkish Turkish

anlayışlı