English To Turkish
INTIMATE : English Turkish Redhouse
in.ti.mateîn'tımît sıfat
samimi, çok yakın (arkadaş).
çok yakın, sıkı: There is an intimate relationship between love and hate. Aşk ve nefret arasında çok yakın bir ilişki var.
derin, ayrıntılı (bilgi).
özel, mahrem. isim
samimi arkadaş.
sırdaş
INTIMATELY : English Turkish Redhouse
in.ti.mate.lyîn'tımîtli zarf
içtenlikle, samimiyetle.
çok yakından: He's a distant relative; I don't know him intimately. O uzak bir akraba; kendisini yakından tanımıyorum. The two subjects are intimately related. İki konu birbiriyle yakından ilgili.
derinlemesine, çok iyi: She is intimately familiar with Bach's music. Bach'ın müziğini derinlemesine biliyor
INTIMATION : English Turkish Redhouse
in.ti.ma.tionisim üstü kapalı söyleme, ima
INTIMIDATE : English Turkish Redhouse
in.tim.i.dateîntîm'ıdeyt fiil gözünü korkutmak, sindirmek, yıldırmak; gözdağı vermek
INTIMIDATION : English Turkish Redhouse
in.tim.i.da.tionisim gözünü korkutma, yıldırma, sindirme; gözdağı verme
INTO : English Turkish Redhouse
in.toîn'tu edat içine; içeri;
e,
ye
INTO THE BARGAIN : English Turkish Redhouse
üstelik, caba
INTOLERABLE : English Turkish Redhouse
in.tol.er.a.bleîntal'ırıbıl sıfat çekilmez, dayanılmaz
INTOLERANCE : English Turkish Redhouse
in.tol.er.anceisim hoşgörüsüzlük
INTOLERANT : English Turkish Redhouse
in.tol.er.antîntal'ırınt sıfat of
e karşı hoşgörüsüz
INTONATION : English Turkish Redhouse
in.to.na.tionîntıney'şın isim
ses tonunun yükselip alçalma şekli, tonlanma, titremleme.
müzik entonasyon, tonötüm
INTOXICANT : English Turkish Redhouse
in.tox.i.cantîntak'sıkınt sıfat sarhoş edici. isim sarhoş eden madde
INTOXICATE : English Turkish Redhouse
in.tox.i.cateîntak'sıkeyt fiil
sarhoş etmek.
mest etmek.
tıbbi zehirlemek
INTOXICATION : English Turkish Redhouse
intoxicationisim
sarhoşluk.
mest olma.
tıbbi zehirlenme
INTRACTABLE : English Turkish Redhouse
in.trac.ta.bleînträk'tıbıl sıfat
inatçı, serkeş, yola getirilemeyen.
kolay kontrol edilemeyen
INTRAMUSCULAR : English Turkish Redhouse
in.tra.mus.cu.larîntrım^s'kyılır sıfat kasiçi
INTRANSIGENCE : English Turkish Redhouse
in.tran.si.genceisim uzlaşmazlık
INTRANSIGENT : English Turkish Redhouse
in.tran.si.gentînträn'sıcınt sıfat uzlaşmaz, uzlaşması olanaksız
INTRANSITIVE : English Turkish Redhouse
in.tran.si.tiveînträn'sıtîv sıfat, dilbilgisi geçişsiz, nesnesiz (fiil)
INTRANSITIVE VERB : English Turkish Redhouse
dilbilgisigeçişsiz fiil
INTRAUTERINE : English Turkish Redhouse
in.tra.u.ter.ineîntrıyu'tırîn sıfat bakınız intrauterine device
INTRAUTERINE DEVICE : English Turkish Redhouse
tıbbispiral
INTRAVENOUS : English Turkish Redhouse
in.tra.ve.nousîntrıvi'nıs sıfat damariçi
INTREPID : English Turkish Redhouse
in.trep.idîntrep'îd sıfat yılmaz, korkusuz, cesur
INTRICATE : English Turkish Redhouse
in.tri.cateîn'trîkît sıfat karışık, çapraşık, girişik, girift
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani