Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HAVE A CHIP ON ONE'S SHOULDER : English Turkish Redhouse

çok alıngan olmak

HAVE A CRUSH ON SOMEONE : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirine fena halde tutulmak

HAVE A FEELING FOR : English Turkish Redhouse

-in dilinden anlamak: She has a feeling for animals. Hayvanların dilinden anlar

HAVE A FIELD DAY : English Turkish Redhouse

bayram etmek.
with makaraya almak, sarakaya almak

HAVE A FINGER IN THE PIE : English Turkish Redhouse

çorbada tuzu bulunmak

HAVE A FIT : English Turkish Redhouse

(öfkeden) deli olmak, babaları tutmak, küplere binmek, zıvanadan çıkmak.
mest olmak, deli olmak, neredeyse zil takıp oynamak, çok sevinmek.
fenalık geçirmek

HAVE A FIT OF THE SULKS : English Turkish Redhouse

somurtup durmak

HAVE A FLING : English Turkish Redhouse

kurtlarını dökmek

HAVE A FLING AT : English Turkish Redhouse

(bir şey yapmayı) denemek

HAVE A GANDER AT : English Turkish Redhouse

konuşma dili-e bir göz atmak,
e bir bakmak

HAVE A GO : English Turkish Redhouse

denemek: Have a go! Bir dene!

HAVE A GO AT : English Turkish Redhouse

denemek: Have a go! Bir dene!

HAVE A GOOD GRASP OF : English Turkish Redhouse

-i iyi kavramak,
e iyice vâkıf olmak

HAVE A GOOD HEAD ON ONE'S SHOULDERS : English Turkish Redhouse

sağduyu sahibi olmak

HAVE A GOOD MIND TO : English Turkish Redhouse

konuşma diliAniden akla gelen ve neredeyse uygulamasına kalkışılacak olan bir fikri belirtmek için kullanılır: I've a good mind to give you a good whipping! Sana bir güzel dayak atmak geliyor içimden!

HAVE A GRUDGE AGAINST : English Turkish Redhouse

irine karşı kin beslemek

HAVE A HAND IN : English Turkish Redhouse

(bir işte) parmağı olmak

HAVE A HEART : English Turkish Redhouse

insaflı davranmak

HAVE A HEART! : English Turkish Redhouse

İnsaf be!

HAVE A LINE ON : English Turkish Redhouse

hakkında bilgi almak, bilgisi olmak

HAVE A LOSING STREAK : English Turkish Redhouse

(birinin) şansı rast gitmemek

HAVE A LOT OF BRASS : English Turkish Redhouse

argoçok yüzsüz olmak

HAVE A LUCKY STREAK : English Turkish Redhouse

şansı rast gitmek

HAVE A LUMP IN ONE'S THROAT : English Turkish Redhouse

üzüntüden boğazı tıkanmak

HAVE A MIND TO : English Turkish Redhouse

-eceği gelmek,
esi gelmek: I have a mind to go there this instant. Oraya hemen gidesim geliyor