English
HAVE A WORKING KNOWLEDGE OF : English Turkish Redhouse
(bir şeyi) iyi kötü kullanabilecek kadar bilmek: They have a working knowledge of Russian. Bir Rusla iyi kötü anlaşabilecek kadar Rusça biliyorlar
HAVE A WRECK : English Turkish Redhouse
trafik kazası geçirmek
HAVE A YEARNING FOR : English Turkish Redhouse
-i arzu etmek
HAVE A YEARNING TO : English Turkish Redhouse
-i arzu etmek
HAVE A YEN TO : English Turkish Redhouse
(bir şey yapmayı) arzu etmek
HAVE A ZIZZ : English Turkish Redhouse
şekerleme yapmak, kestirmek, kısa bir uyku çekmek
HAVE AN ABORTION : English Turkish Redhouse
düşük yapmak
HAVE AN ACCIDENT : English Turkish Redhouse
kaza geçirmek, kazaya uğramak
HAVE AN ACE IN THE HOLE : English Turkish Redhouse
elinde kozu olmak
HAVE AN ACE UP ONE'S SLEEVE : English Turkish Redhouse
elinde kozu olmak
HAVE AN ADVANTAGE OVER SOMEONE : English Turkish Redhouse
aşkasına göre avantajlı bir durumda olmak
HAVE AN AFFAIR WITH : English Turkish Redhouse
(kendisiyle evli olmayan biriyle) bir aşk ilişkisinde bulunmak
HAVE AN APTITUDE FOR : English Turkish Redhouse
-e yeteneği olmak
HAVE AN IN : English Turkish Redhouse
(bir yerde) torpili olmak
HAVE AN ITCHING PALM : English Turkish Redhouse
para hırsı olmak
HAVE AN OPTION ON SOMETHING : English Turkish Redhouse
ir şeyi belirli bir süre içinde alma veya reddetme hakkı olmak
HAVE AN URGE TO : English Turkish Redhouse
(bir şey yapmayı) çok istemek: He suddenly got the urge to make money. Birdenbire içinde para kazanma tutkusu uyandı
HAVE BATS IN THE BELFRY : English Turkish Redhouse
argobir tahtası eksik olmak, kafadan kontak olmak
HAVE BEEN AROUND : English Turkish Redhouse
konuşma diligörmüş geçirmiş olmak
HAVE BOTH ONE'S FEET ON THE GROUND : English Turkish Redhouse
aklı başında olmak, gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek
HAVE COLD FEET : English Turkish Redhouse
konuşma dilitereddüde düşmek, kararsızlığa kapılmak, şüpheler duymaya başlamak
HAVE DESIGNS ON : English Turkish Redhouse
-de gözü olmak
HAVE DONE WITH : English Turkish Redhouse
itirmek, işi tamamlamak
HAVE HAD IT : English Turkish Redhouse
argo
bıkmak: I've had it; I am going to divorce my husband. Artık bıktım; kocamdan boşanacağım.
artık yetmek: He's been cheating me for years, but now he's had it. Senelerdir beni aldatıyordu, ama artık yeter
HAVE HALF A MIND TO : English Turkish Redhouse
konuşma dilibakınız have a good mind to
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani