Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CRESCENT : English Turkish

adj. hilâl şeklinde, gelişen, büyümekte olan

CRESCENT CITY : English Turkish

n. California'da (ABD) bir şehir; Florida'da (ABD) bir şehir; Louisiana'da (ABD) New Orleans; Illinois'de (ABD) bir köy

CRESCENT MOON : English Turkish

n. hilal, ayın C şeklinde olan görünüşü, yeni ay

CRESCENTIC : English Turkish

adj. hilal ile ilişkili, hilale ait veya ilgili, hilal şeklinde olan

CRESOL : English Turkish

n. krezol, metil fenol, dezenfektanlar, çözücülerde ve reçine üretiminde kullanılan organik işlemler sırasında kömürden üretilen hoş kokulu sıvı bileşiği

CRESS : English Turkish

n. tere

CRESSET : English Turkish

n. kandil, meşale, fener

CRESSIDA : English Turkish

n. Kresida, Troilus'u seven ve kendini ona adayan ancak Yunan Diomedes için onu terk ederek sadakatsizlik eden Truvalı bir kadın (ortaçağ efsanesi); Uranüs'ün küçük Ay'ı

CREST : English Turkish

n. ibik, sorguç; tepe, doruk, dalga tepesi; arma

CREST : English Turkish

v. zirveye ulaşmak; sorguç biçiminde yapmak

CREST LINE : English Turkish

doruk çizgisi, bir bölgede daha yüksek noktalar üstüne uzanan hayali çizgi; suyun genişlediği bölgeyi gösteren çizgi (örneğin, okyanusta)

CRESTED : English Turkish

adj. tepeli; armalı, antetli, ibikli, sorguçlu

CRESTFALLEN : English Turkish

adj. üzgün, düş kırıklığına uğramış; başı önüne eğilmiş

CRESTFALLENLY : English Turkish

adv. başı öne eğilmiş bir şekilde, karamsar olarak; üzgün bir şekilde; kırgın bir biçimde

CRESTLESS : English Turkish

adj. başlıksız, ibiksiz

CRETA : English Turkish

n. Girit, Akdeniz'de bir Yunan adası (Crete olarak da yazılır)

CRETACEOUS : English Turkish

adj. tebeşirimsi, tebeşirli, mesozoik dönemin sonuna ait

CRETACEOUS PERIOD : English Turkish

n. kreaste, ikinci çağın son dönemi

CRETAN : English Turkish

adj. giritli, girit'e ait, girit

CRETAN : English Turkish

n. giritli

CRETE : English Turkish

n. Girit, Akdeniz'de bir Yunan adası

CRETIFY : English Turkish

v. cretify, fosilleştirmek, fosile dönüştürmek; tebeşire dönüştürmek

CRETIN : English Turkish

n. zekâ özürlü kimse, aptal, ahmak, salak; kreten

CRETINISM : English Turkish

n. kretinizm, fiziksel ve ruhsal gelişme bozukluğu

CRETINOID : English Turkish

adj. kretinoid, zihinsel özürlü; kretinizme ait veya ilgili (zihinsel ve fiziksel geriliğe neden olan tiroit hastalığı)