English
EAR LOCKS : English Turkish
kulak tokası, her kulağın yanına takılan saç tokası (Ultra-Ortodoks Musevilerce takılır)
EAR MUFFS : English Turkish
n. kulaklık (soğuğa karşı)
EAR NOSE & THROAT : English Turkish
kulak burun boğaz, bir medikal uzmanlık sahası; bu medikal uzmanlık alanında çalışan uzman
EAR NOSE & THROAT SPECIALIST : English Turkish
kulak burun boğaz uzmanı, üst solunum sistemi (kulak burun boğaz) ile ilgili hastalıkların tedavisiyle ilgilenen doktor
EAR NOSE & THROAT WARD : English Turkish
kulak burun boğaz servisi, bir klinik hastane vs'nin kulak burun ve boğaz hastalıklarını tedavi eden bölümü
EAR NOSE AND THROAT : English Turkish
Kulak Burun Boğaz, tüm bu vücut parçalarını etkileyen hastalıklarla özellikle ilgilenen tıp alanı
EAR PROTECTORS : English Turkish
kulak koruyucuları, kulaklıklar, kulakları yüksek seslerden koruyan kulak koruyucuları
EAR RING : English Turkish
küpe, kulak memesine takılan halka veya başkaca süs
EAR TRUMPET : English Turkish
kulak borusu (cihaz)
EAR WAX : English Turkish
kulak kiri, kulak kanalında salgılanan muma benzer sarımsı madde (hayvanlarda ve insanlarda)
EAR WORM : English Turkish
n. bir kimsenin aklına takılan ve kafasında sürekli tekrarlanan ezgi melodi veya şarkı
EAR-JARRING SLOGAN : English Turkish
kulak tırmalayan slogan, kulak tırmalayan deyim, kulağa hoş gelmeyen deyim
EAR-NOSE-THROAT SPECIALIST : English Turkish
kulak burun boğaz uzmanı, üst solunum sistemi (kulak burun boğaz) ile ilgili hastalıkların tedavisiyle ilgilenen doktor
EARACHE : English Turkish
n. kulak ağrısı
EARBASH : English Turkish
v. uzun bir şekilde durmadan konuşmak, aralıksızca konuşmak; dırıltı etmek, dırdır etmek; bir kimseye ders vermek, bir kimseyi azarlamak (Avustralya & Yen Zelanda)
EARBASHING : English Turkish
n. dırdır etme, aşırı derecede uzun ve kınayıcı konuşma, azarlama, paylama, tekdir (Avustralya & Yeni Zelanda)
EARBOB : English Turkish
n. küpe (Güney ABD Kullanımı)
EARDROP : English Turkish
n. küpe, sallantılı küpe, sarkıtlı küpe
EARDROPS : English Turkish
n. kulak damlası, sallantılı küpe
EARDRUM : English Turkish
n. kulak zarı
EARED : English Turkish
adj. kulaklı, kulakları olan, belirli bir sayı veya çeşitte kulakları olan (örneğin uzun kulaklı vs)
EARFLAP : English Turkish
n. kulaklık, kulak koruyucu, şapkaya eklenmiş kulak koruyucuları
EARFLAP HAT : English Turkish
n. kulaklıklı şapka, kulak koruyuculu şapka, kenarlarında eklenmiş kulak koruyucuları bulunan şapka
EARFUL : English Turkish
n. azar; şaşırtıcı cevap
EARHART : English Turkish
n. Earhart, soyadı; Amelia Earhart (
1937), Atlantik üzerinden tek başına uçuş yapan ilk kadın (1937'de dünyanın etrafında uçma denemesi sırasında öldürülen)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani