English
EARMUFFS : English Turkish
n. kulak koruyucuları, kulak tıkaçları, kulakları sıcak tutmaları için kulak üzerine giyilen koruyucu çift (gürültüye karşı korumada da kullanılabilir)
EARN : English Turkish
v. kazanmak, para kazanmak; hak etmek
EARN A BARE LIVING : English Turkish
v. kıt kanaat geçinmek, yaşayacak kadar kazanmak
EARN A LIVING : English Turkish
hayatını kazanmak, geçinmek
EARN AN HONEST PENNY : English Turkish
parasının onurluca kazanmak, şerefiyle para kazanmak
EARN EASILY : English Turkish
v. kolay kazanmak
EARN MONEY : English Turkish
v. para kazanmak, para yapmak
EARN ONE'S BREAD : English Turkish
ekmek parasını kazanmak, hayatını kazanmak, geçimini kazanmak
EARN ONE'S KEEP : English Turkish
geçimini sağlamak, ekmek parası kazanmak
EARN ONE'S SALT : English Turkish
zar zor geçinmek, ekmeğini zor çıkarmak
EARN THE OLYMPIC BERTH : English Turkish
Olimpiyat oyunlarına katılım hakkı kazanmak, Olimpiyatlar katılma hakkı elde etmek
EARNED : English Turkish
adj. kazandı, çabasıyla elde etti, başardı, elde etti
EARNED A PRETTY PENNY : English Turkish
iyi para kazandı, iyi bir kâr elde etti, çok kâr etti
EARNED A REPUTATION : English Turkish
nam saldı, ün saldı, ünü yayıldı, ün kazandı, herkes tarafından bilinir oldu, ünlüleşti
EARNED HIS BREAD : English Turkish
ekmeğini kazandı, hayatını kazandı, geçimini sağladı
EARNED HIS LIVING : English Turkish
hayatını kazandı, ekmeğini kazandı, geçimini sağladı
EARNED INCOME : English Turkish
elde edilen gelir, kazanılan para, bir kimsenin çalışarak elde ettiği para miktarı (gelir ölçeğine göre vergi borçlanılarak)
EARNED RUN AVERAGE : English Turkish
Kazanılan Koşu Ortalaması, topu atan oyuncuya karşı son anda atılan sayıların skor ortalamasını ayrıntılı olarak gösteren istatistik, ERA (Beysbol)
EARNER : English Turkish
n. kazanan kimse, kazanıcı, bir çaba ile elde eden kimse
EARNEST : English Turkish
n. avans, teminât, tadım, delil, ciddi olma
EARNEST : English Turkish
adj. ciddi, ağırbaşlı; gerçek; hevesli, çalışkan; samimi, içten
EARNEST MONEY : English Turkish
kaparo, pey akçesi
EARNESTLY : English Turkish
adv. ciddiyetle, ciddi bir şekilde; içten bir şekilde, içtenlikle, gayretle, hevesle, isteyerek
EARNESTLY APOLOGIZE : English Turkish
v. ciddi bir şekilde özür dilemek, içtenlikle özür dilemek, pişman olarak özür dilemek, kalpten bir şekilde özür dilemek
EARNESTNESS : English Turkish
n. ciddiyet; istek; samimiyet
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani