English
ECONOMIC INDEPENDENCE : English Turkish
ekonomik bağımsızlık, finansal ve ticari özgürlük
ECONOMIC INDICATOR : English Turkish
ekonomik gösterge, ekonomi göstergesi, ekonomik durumu kriterleri veya ölçümü
ECONOMIC LIBERALISM : English Turkish
ekonomik liberalizm, ekonomik serbestlik, bir piyasanın serbest rekabete açık olması
ECONOMIC LIBERTY : English Turkish
ekonomik liberalizm, ekonomik özgürlük, ekonomik serbestlik, bir piyasanın serbest rekabete açık olması, ticari meselelerdeki devlet kontrolünün sınırlı olması
ECONOMIC OBSERVER : English Turkish
ekonomi gözlemcisi, ekonomik değişimleri izleyen ve analiz eden kimse
ECONOMIC PLANNING : English Turkish
ekonomik planlama, ekonomi planlaması, mevcut kaynakların en iyi şekilde kullanımını sağlayan özenli planlama
ECONOMIC POLICY : English Turkish
ekonomik politika, ekonomi politikası, bir ülkenin veya topluluğun gelir ve giderlerini kendisine bağlı bir şekilde yönettiği sistem
ECONOMIC PROGRAM : English Turkish
ekonomik program, ekonomi programı, finansal ve ticari planlama
ECONOMIC RECESSION : English Turkish
ekonomik gerileme, ekonomide gerileme, ekonomik düşüş, ekonomik durumun iyi olmadığı dönem
ECONOMIC RECOVERY : English Turkish
ekonomik iyileşme, ekonomik düzelme, ekonominin istikrarlı ve sağlıklı bir duruma dönmesi
ECONOMIC REFORM : English Turkish
ekonomik reform, ekonomi politikasında (bir topluluğun ulusun vs) revizyon ve değişim
ECONOMIC REHABILITATION : English Turkish
ekonomik ıslah, ekonomik iyileştirme, ekonomiyi tekrar iyi bir duruma getirme girişimi
ECONOMIC RESOURCES : English Turkish
ekonomik kaynaklar, ekonomik araçlar, finansal ve ticari araçlar, refah, zenginlik, varlıklar, sermaye
ECONOMIC SECURITY : English Turkish
ekonomik güvenlik, finansal güvenlik, ekonomik güç, mali dayanıklılık
ECONOMIC SLOWDOWN : English Turkish
ekonomik durgunlaşma, ekonomik durgunluk, ekonomik yavaşlama, ekonomide ve piyasaların faaliyetlerinde düşme
ECONOMIC STABILIZATION : English Turkish
ekonomik istikrar, fiyatlarda ve döviz kurunda büyük iniş çıkışların olmadığı durum
ECONOMIC STRENGTH : English Turkish
ekonomik güç, ekonomik kuvvet, ekonomik dayanıklılık, finansal güvenlik, mali metanet
ECONOMIC SUMMIT : English Turkish
ekonomik zirve, ekonomi zirvesi, ekonomi konferansı, önemli ekonomik meselelerin ele alındığı konferans
ECONOMIC SUPERPOWER : English Turkish
ekonomik süper güç, güçlü bir ekonomisi olan ve diğer ülkelerin ekonomisini de etkileyen ülke, büyük mali güç ve kaynakları olan ülke
ECONOMIC TIES : English Turkish
ekonomik bağlar, mali bağlar, finansal ve ticari ilişkiler veya bağlantılar (topluluklar ülkeler vs arasında)
ECONOMIC UPHEAVAL : English Turkish
ekonomik çalkantı, finansal ve ticari karışıklık
ECONOMIC VALUE : English Turkish
ekonomik değer, finansal değer, mali kıymet
ECONOMIC WARFARE : English Turkish
ekonomik savaş, istikrarsızlığa yol açmak amacıyla düşmanın ekonomisinin normal işleyişini bozma
ECONOMIC WELFARE : English Turkish
ekonomik refah, ekonomik zenginlik, finansal esenlik
ECONOMICAL : English Turkish
adj. ekonomik, hesaplı, idareli
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani