English
HACKY SACK® : English Turkish
n. Hacky Sack®, hek sek, ayak topu üreten şirket; ayak topu ticari markası
HAD A BAD EXPERIENCE : English Turkish
kötü deneyim geçirdi, tatsız hatıra bırakan bir olay geçirdi
HAD A BAD REPUTATION : English Turkish
kötü itibara sahipti, kötü biri olarak düşünüldü, tehlikeli biri olarak görüldü
HAD A BAD TIME : English Turkish
kötü vakit geçirdi, sıkıcı zaman geçirdi, eğlenmedi
HAD A CHAT : English Turkish
lafladı, biriyle kısaca sohbet etti, kısa bir zaman için birlikte muhabbet ettiler
HAD A CHILD : English Turkish
çocuk sahibi oldu, çocuk doğurdu, hayata çocuk getirdi
HAD A COLD : English Turkish
soğuk aldı, şifayı kaptı, soğuk algınlığı geçirdi (solunum yollarında meydana gelen viral enfeksyon)
HAD A CURETTAGE : English Turkish
kürtaj oldu, gebeliğin başlarında kürtaj oldu
HAD A DIFFICULT BIRTH : English Turkish
zor bir doğum yaptı, zahmetli bir doğum geçirdi, problemli bir doğum yaptı
HAD A FACE AS LONG AS A FIDDLE : English Turkish
suratı iki karıştı, suratı asıktı, çok hüzünlü bakıyordu
HAD A FEAST : English Turkish
ziyafet verdi, ziyafet çekti, kutladı, ziyafette yiyip içti, akşam yemeği verdi, iyi beslendi
HAD A FEELING : English Turkish
içine doğdu, sezdi, kalbine doğdu, kalbi ona öyle söyledi
HAD A FEVER : English Turkish
ateşi oldu, ateşi çıktı, yüksek ateş geçirdi (anormal bir şekilde artan vücut ısısı)
HAD A FIRSTHAND EXPERIENCE WITH : English Turkish
ile ilk elden deneyim edindi, ile doğrudan karşılaştı
HAD A FIT : English Turkish
fenalık geçirdi, çılgına döndü, kontrolü kaybetti
HAD A GOOD TIME : English Turkish
iyi vakit geçirdi, eğlendi, hoş zaman geçirdi
HAD A GREAT SUCCESS : English Turkish
üyük başarı elde etti, büyük ölçüde başarılıydı, aşırı başarılıydı
HAD A GREAT TIME : English Turkish
hoş vakit geçirdi, çok eğlendi, çok hoş zaman geçirdi
HAD A HAND IN : English Turkish
parmağı oldu, rol oynadı, rol aldı, yer aldı
HAD A HAND IN IT : English Turkish
onda parmağı vardı, onunla ilgisi oldu
HAD A HARD TIME : English Turkish
çok sıkıntı çekti, acı çekti, acıya katlandı, zor gün geçirdi
HAD A HEADACHE : English Turkish
aşı ağırdı, başı tuttu, baş ağırısı geçirdi (başta keskin ağrı)
HAD A HEART ATTACK : English Turkish
kalp krizi geçirdi, enfarktüs geçirdi (ani koroner yetmezlik)
HAD A HITCH : English Turkish
aksilik yaşadı, bir problem yaşadı, talihsizlik yaşadı
HAD A HUNCH : English Turkish
içine doğdu, hissetti, kalbi öyle olmasını söyledi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani