English
HEAD OF THE BED : English Turkish
yatak başı
HEAD OF THE FAMILY : English Turkish
n. aile reisi, ailenin başı
HEAD OF THE JEWISH COMMUNITY : English Turkish
Yahudi topluluğunun başı, Yahudi cemaati lideri (genellikle Haham)
HEAD OF THE MAFIA : English Turkish
mafya babası, mafyadan sorumlu olan kişi
HEAD OF THE MOSSAD : English Turkish
Mossad başkanı, ülke sınırları dışında milli güvenlikten sorumlu grubun en yüksek konumda yer alan kişi
HEAD OF THE QUEUE : English Turkish
kuyruğun başındaki kişi, sırada ilk olan kişi
HEAD OF TORTS : English Turkish
hasarın esas sebebi, zararın esas nedeni
HEAD OFF : English Turkish
önüne geçmek, önlemek, savmak, yolunu kesmek, yönünü değiştirmek
HEAD OFFICE : English Turkish
merkez ofis, ana merkez, genel merkez, merkez
HEAD ON : English Turkish
kafa kafaya, kafadan
HEAD ON COLLISION : English Turkish
kafa kafaya çarpışma, araçların kafa kafaya çarpıştığı kaza; çatışma, anlaşmazlık
HEAD ON HIT : English Turkish
aş başa çarpışma, doğrudan çarpma, önden çarpma
HEAD OVER HEELS : English Turkish
adv. tepetaklak, tepesi üstü, adamakıllı, sırılsıklam, gırtlağına kadar
HEAD OVER HEELS IN LOVE : English Turkish
sırılsıklam aşık olmak, tam aşık, deli gibi aşık
HEAD PAGE : English Turkish
aş sayfa, ön sayfa
HEAD PHYLACTERIES : English Turkish
Yahudi muskası, sabah duası sırasında Yahudiler tarafından taşınan ve kutsal metinler içeren küçük deri kılıf
HEAD SCARF : English Turkish
aşörtü, başa takılan ve çene altında bağlanan bayan baş örtüsü
HEAD SEA : English Turkish
n. baş dalgalar, akıntı veya dalgaların doğrudan gemi yönüne karşı giden bir deniz
HEAD SHOP : English Turkish
uyuşturucu kullananlara hitap eden bir dükkan, içim malzemeleri satan dükkanı (öz. esrar içmek için)
HEAD START : English Turkish
avans, avantaj, üstünlük
HEAD THE POLL : English Turkish
v. seçimi kazanmak
HEAD TO HEAD : English Turkish
adv. erkek erkeğe, kafa kafaya, başbaşa
HEAD UP DISPLAY : English Turkish
aş üstü göstergesi, pilotun ileri görüş alanına doğrudan yansıtılan bilgi görüntüleme (Askeri)
HEAD WAITER : English Turkish
aş garson, şef garson, restorandaki diğer garsonlardan sorumlu kişi
HEAD WIND : English Turkish
aş rüzgar, gemi veya uçağın gittiği yönden esen rüzgar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani