English
HEADLONG FLIGHT : English Turkish
paldır küldür kaçış, acele kaçış, aceleyle kaçma hareketi
HEADLONGNESS : English Turkish
n. paldır küldür olma durumu, apar topar olma durumu; baş önde olarak yerleştirilmiş olma durumu; çabukluk, acelecilik, telaş; sarplık
HEADLOUSE : English Turkish
n. saç biti, bit
HEADMAN : English Turkish
n. şef, lider, kumandan, yönetici, ustabaşı
HEADMASTER : English Turkish
n. okul müdürü, başöğretmen
HEADMISTRESS : English Turkish
n. okul müdiresi, başöğretmen
HEADMOST : English Turkish
adj. en ileri, en gelişmiş
HEADNOTE : English Turkish
n. özet, kısa özet, ana hat
HEADOFFICE : English Turkish
n. merkez büro, idare, ana ofis
HEADPHONE : English Turkish
n. kulaklık
HEADPIECE : English Turkish
n. miğfer, başlık, akıl, kafa, üst kısım, karyola başlığı, süslü yazı başlığı
HEADPIN : English Turkish
n. baş labut, oyuncuya en yakın labut (Bowling)
HEADQUARTER : English Turkish
v. merkez bürosunu açmak, operasyon merkezi kurmak; operasyon merkezine kurulmak
HEADQUARTERS : English Turkish
n. karargâh, garnizon, kumanda merkezi, genel merkez, merkez, karakol
HEADRACE : English Turkish
n. değirmene doğru akan su yolu, suyun değirmen çarkına akmasını sağlayan kanal
HEADREST : English Turkish
n. kafalık, araba koltuğu kafa dayanağı
HEADRIGHT : English Turkish
n. Amerika yerlilerine arazilerini kullanma karşılığında verilen pay, Kızılderililere arazilerini kullanmak için ödenen miktar;
ve
yüzyılda Amerika’ya yerleşenlere bağış olarak verilen arazi
HEADROOM : English Turkish
n. kafa boşluğu, arabanın tavan boşluğu
HEADRUSH : English Turkish
n. dengesizlik duygusu, ani baş dönmesi veya sersemlik duygusu; yasadışı uyuşturucuların etkisinden kaynaklanan aniden yoğun şekilde mutluluk hissetme duygusu
HEADS : English Turkish
adj. (madeni paralarda) tura, üstü veya arkası yüze bakacak şekilde olması (yazıdan farklı olarak)
HEADS OF CHAPTERS : English Turkish
ölüm başlıkları, konu başlıkları
HEADS OF THE LOCAL AUTHORITY : English Turkish
yerel yönetimlerin başkanları, belediye ve ilçelerin liderleri
HEADS OF THE POLITICAL CAMPS : English Turkish
ayrı siyasi grupların liderleri, parti içindeki çeşitli siyasi grupların liderleri
HEADS OR TAILS : English Turkish
yazı mı tura mı
HEADS UP : English Turkish
interj. önüne bak!, dikkat et!, dikkatli ol! (tehlikenin yaklaştığını gösteren uyarı çığlığı)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani