Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LEAVE TRACE : English Turkish

v. iz bırakmak

LEAVE UNNOTICED : English Turkish

v. göz yummak, göze çarpmadan ayrılmak

LEAVE UNSAID : English Turkish

v. söylemeden geçmek

LEAVE WELL ALONE : English Turkish

v. rahat bırakmak

LEAVE WELL ENOUGH ALONE : English Turkish

ahat bırak, kurcalama, karışma

LEAVE WORD : English Turkish

v. haber bırakmak

LEAVED : English Turkish

adj. yapraklı, yapraksı, yapraklarla örtülü

LEAVEN : English Turkish

n. hamur, maya, mayalı hamur, mayalama, etkileme, etki

LEAVEN : English Turkish

v. mayalamak, bozmak

LEAVENED : English Turkish

adj. mayalanmış, mayalı

LEAVENED BREAD : English Turkish

mayalanmış ekmek, mayasının kabarmış olduğu ekmek

LEAVENING : English Turkish

n. mayalama, mayalanma, etkileme, değiştirme

LEAVER : English Turkish

n. ayrılan kimse, giden kimse, terk eden kimse, geride bırakan kimse

LEAVES SOMETHING TO BE DESIRED : English Turkish

ir şeyler yapılması gerekiyor, iyileştirilmesi gerekiyor, düzeltilmesi lazım

LEAVING : English Turkish

n. ayrılma, bırakma, terketme

LEAVING BEHIND : English Turkish

geride bırakma, terk etme, firari kaçma

LEAVING CERTIFICATE : English Turkish

n. tasdikname, çıkış belgesi, diploma (lise)

LEAVING OUT : English Turkish

hariç tutma, çıkarma, atlama, silme

LEAVINGS : English Turkish

n. artanlar, kalanlar, artıklar, çöp

LEBANESE : English Turkish

n. Lübnanlı

LEBANESE : English Turkish

adj. Lübnan, Lübnanlı

LEBANESE BORDER : English Turkish

Lübnan sınırı, İsrail ve Lübnan arasındaki sınır

LEBANESE CITIZEN : English Turkish

n. Lübnan vatandaşı, Lübnan (güneybatı Asya'da ülke) vatandaşı

LEBANESE RESTAURANT : English Turkish

n. Lübnan restorantı, Lübnan yemekleri servis edilen lokanta

LEBANON : English Turkish

n. Lübnan