Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LEE IACOCCA : English Turkish

otomobil endüstrisinin eski Amerikalı yöneticisi (Ford Motor Co. başkanı ve Chrysler CEO'su olarak hizmet eden)

LEE RAYMOND : English Turkish

Exxon şirketinin başkanı ve CEO'su

LEE SHORE : English Turkish

üzgâraltı kumsal

LEE SIDE : English Turkish

n. rüzgâraltı taraf, rüzgâr almayan taraf

LEECH : English Turkish

n. sülük, asalak tip, doktor (kötü)

LEEDS : English Turkish

n. kuzey İngiltere'de bir şehir

LEEK : English Turkish

n. pırasa

LEER : English Turkish

n. yan bakma, arzulu bakış

LEER : English Turkish

v. yan bakmak, kötü niyetle bakmak

LEERINESS : English Turkish

n. ihtiyat, sakınma, şüphe, güvensizlik

LEERINGLY : English Turkish

adv. kurnazca, yan yan bakarak; sinsice, kötü niyetle; şehvetle

LEERY : English Turkish

adj. açıkgöz, uyanık, kurnaz, temkinli

LEES : English Turkish

n. tortu

LEESIDE : English Turkish

n. rüzgâr almayan taraf, rüzgâraltı tarafı, rüzgârdan korunmuş olan taraf, rüzgârın ters yönünde olan taraf (Denizcilik)

LEEWARD : English Turkish

n. rüzgâraltı yönü

LEEWARD : English Turkish

adj. rüzgâraltı

LEEWARD : English Turkish

adv. rüzgâraltına doğru

LEEWARD ISLANDS : English Turkish

n. Leeward Adaları, Batı Hint Adaları'nda bulunan adalar zinciri

LEEWARDLY : English Turkish

adv. rüzgârlatı tarafından, rüzgârdan korunmuş olan taraftan (Denizcilik)

LEEWAY : English Turkish

n. rüzgâraltına düşme, rotadan çıkma, gecikme, zaman kaybı, sürüncemede kalan işler, rahat hareket edilecek yer

LEFT : English Turkish

n. sol, sol taraf

LEFT : English Turkish

adj. sol, artık, soldaki

LEFT : English Turkish

adv. sola, sol tarafa

LEFT A DEEP SCAR ON HIM : English Turkish

onda derin iz bıraktı, onu derinden yaraladı (duygusal anlamda)

LEFT A SCAR ON HIM : English Turkish

onda derin iz bıraktı, onu derinden yaraladı (duygusal anlamda)