English
BLADE ANGLE : English Turkish military
HATVE AÇISI, PALA AÇISI:Bir pervane palasının kirişi ile bütün pervanenin dönüş eksenine dikey olan satıh arasındaki dar açı. Buna "angle of pitch" de denir
BLAME : English Turkish military
AYIPLAMAK, TAKBİH ETMEK, KABAHAT:
BLANK : English Turkish military
BOŞLUK, HİÇBİR KARAKTERİN YAZILMADIĞI BİR ORTAM PARÇASI:
BLANK AMMUNITION : English Turkish military
MANEVRA HARTUCU (TOP):Barut hakkını ihtiva eden çekirdeksiz veya mermisiz cephane. Manevra cephanesi eğitiminde, işaret vermede ve selamlamada kullanılır
BLANK BALLOT : English Turkish military
BOŞ OY PUSULASI:
BLANK FILE : English Turkish military
BOŞ DİZİ:Eğitim düzeninde boş bırakılmış dizi
BLANK FILE POWDER : English Turkish military
E. C. DUMANSIZ BARUT:Bak. "E. C. smokeless powder"
BLANKET : English Turkish military
SİS ÖRTÜSÜ:Kıtaları ve harekatı örten sis, bulut veya duman örtüsü
BLANKET DOOR : English Turkish military
GAZ KAPISI:Bak. "curtain door"
BLANKET ORDER FMS CASE : English Turkish military
SONU AÇIK MUKAVELE (DRP) , AÇIK SİPARİŞ MUKAVELESİ:
BLANKET ROLL : English Turkish military
BATTANİYE DÜRÜMÜ:Bir portatif çadıra sarılmış, katlı ve dürülü battaniye. Bu dürümün içinde; portatif çadır, direk ve kazıkları ile iç çamaşır ve çoraplar bulunur. Battaniye dürümü çok kez, arka çantasında taşınır
BLANKETING SMOKE : English Turkish military
ÖRTME SİSİ:Bak. "smoke blanket"
BLAST : English Turkish military
BLAST, İNFİLAK BASINCI:
Bir patlamada veya roket yakıtı yanışında olduğu gibi hava veya sıvının bir merkezden çevreye doğru kısa ve hızlı hareketi.
Bu hareketle beraber oluşan basınç. Bu terim genellikle "patlama" yerine kullanılır, ancak bu iki terim tefrik edilebilir
BLAST AREA : English Turkish military
YALAZ SAHASI, NAMLU AĞIZ KONİSİ:Bir silahın namlu ağzı önünde ve etrafında, mükerrer atışlardan meydana gelen, kavruk toprak parçası
BLAST EFFECT : English Turkish military
BLAST ETKİSİ, İNFİLAK TESİRİ:Bir infilak gücünün, yer sathında veya bu satıh üstündeki yapılarda, personelde meydana getirdiği tahrip veya hasar. Blast etkisi, bir mermi veya infilak maddesinin, satıh altına intikal eden oyucu ve zemin şok etkilerinin aksi olarak mütalaa edilebilir. Bak. "mining effect"
BLAST LINE : English Turkish military
BLAST HATTI:Bir patlamanın blast ölçümlerinin alındığı yer sıfır noktasından çıkan yerküre sathındaki yatay radyal hattır
BLAST MARK : English Turkish military
YALAZ İZİ:Bir silahın ön tarafındaki toprağın, atış sonucu aşınmış olduğu kısım. Bu kısım gizlenmediği takdirde silah mevzii belli olur
BLAST WAVE : English Turkish military
BASINÇ DALGASI:Havada yayılan bir şok dalgası. Ayrıca bakınız: "shock wave"
BLAST WAVE DIFFRACTION : English Turkish military
BASINÇ DALGA KIRILMASI:Nükleer basınç dalgası ile bir yapının sarılması ve bu dalganın geçişi
BLAST WIND : English Turkish military
BASINÇ RÜZGARI:Basınç dalgasının meydana getirdiği ani esinti
BLASTING CAP : English Turkish military
TAHRİP KAPSÜLÜ, ELEKTRİK FÜNYESİ:Bir infilak maddesini ateşlemekte kullanılan ve içinde, civa fülminat gibi, hassas bir infilak maddesi bulunan ince bir tüp. Bu kapsülün içerisinde bulunan infilak maddesi, fitil veya elektrikle ateşlenir. Buna "detonator" ve kısaca "cap" de denir
BLASTING FUSE : English Turkish military
TAHRİP KAPSÜLÜ FÜNYESİ:Bir infilak maddesini ateşlemede kullanılan tahrip kapsülü saniyeli fitili
BLASTING MACHINE : English Turkish military
ATEŞLEME MAKİNESİ:Mühimmatın veya bir seri halinde bağlanmış mühimmatın infilak ettirilmesi veya ateşlenmesi maksadıyla, bir veya daha çok detonatör veya ateşleyici (squip) 'yi, elektrik ile ateşlemede kullanılan, elle çalışır, küçük jeneratör. Buna "exploder" da denir
BLEACHING MATERIAL : English Turkish military
KİREÇ KAYMAĞI:Kokusu klora benzeyen beyaz bir toz. Bu toz; yakıcı gazlar ile G serisi harp gazlarına karşı en çok kullanılan temizleme maddesidir. Buna "bleach", "calcium bleach", "clorinated lime" ve "chloride of lime" da denir. Ayrıca bakınız: "supertropical bleach"
BLEED : English Turkish military
HAVASINI ALMAK:Hidrolojik frenlerde ve geri tepme tertibatında, hava boşluklarını gidermek üzere, sıvının bir kısmını akıtarak bu tertibatı yağlamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani