English
BOTTLENECK : English Turkish military
DARBOĞAZ, DAR GEÇİT, BOĞUM YERİ:Bir geçit yeri; trafik tıkanıklığına elverişli geçit noktası
BOTTOM ICE : English Turkish military
DİP BUZ TABAKASI, TABAN BUZU:Göl, akarsu veya sığ deniz tabanına yapışıp kalan buz. Ayrıca bakınız: "anchor ice"
BOTTOM MINE : English Turkish military
DİP MAYINI:Yüzmeyen ve deniz yatağı üzerinde kalan mayın. "Kara mayını" olarak ta tanınır. Ayrıca bakınız: "mine"
BOTTOM SWEEP : English Turkish military
DİP TARAMASI:Tel veya zincirden, ya dibe yakın mayınları taramakta, yada bir kanaldan mayınları sürükleyerek çıkarmakta kullanılan tarama
BOTTOM VIEW : English Turkish military
ALTTAN GÖRÜNÜŞ:Uçağın alttan görünüşü. Bak. "overhead flight"
BOUND : English Turkish military
SIÇRAMA:Kara harbinde genellikle düşman ateşi altında askerler tarafından örtüden örtüye yapılan münferit hareket
BOUND BARREL : English Turkish military
EĞRİLMİŞ NAMLU:Kundak parçalarına temas şekli, namlunun atıştan ileri gelen genişleme sonucu, bunlara yapışıp eğrilmesine, dolayısıyla atış isabetsizliğine sebep olan namlu
BOUNDARY : English Turkish military
SINIR, HUDUT, ARA HATTI:Taarruz ve savunma bölgeleriyle taktik ve idari bölgelerin derinlik ve genişlikleri sınırlandırmakta kullanılır
BOUNDARY (DE FACTO) : English Turkish military
SINIR (FİİLİ):Mevcudiyeti ve meşruiyeti tanınmayan ancak ayrı ulusal ve bölgesel yönetim makamları arasında pratik bir bölünme sağlayan bir uluslararası veya idari sınır
BOUNDARY (DE JURE) : English Turkish military
SINIR (MEŞRU):Mevcudiyeti ve meşruiyeti tanınmış bir uluslararası veya idari sınır
BOUNDARY DISCLAIMER : English Turkish military
SINIR FERAGATNAMESİ:Bir kara, deniz veya hava haritasında, uluslararası veya idari sınırların statüsü ve/veya dizilişinin, neşreden ülkenin hükümeti tarafından muhakkak kabul edilmesi gerekmediğini gösterir beyan
BOUNDARY LIGHT : English Turkish military
SINIR IŞIĞI:Bir bölgenin bir kısmını tahdit eden veya işaretleyen ışık, sınır ışıkları, özellikle, iniş meydanlarını sınırlandırmakta kullanılır
BOUNDING MINE : English Turkish military
SIÇRAYAN ANTİPERSONEL MAYIN:Daha çok toprak sathının hemen altına gömülen bir çeşit antipersonel mayın. İçinde, kabı havaya fırlatan küçük bir infilak hakkı vardır. Mayın, bir metre kadar yüksekte patlar ve her istikamete misket ve parça saçar
BOUQUETMINE : English Turkish military
DEMET MAYIN:Deniz mayın harbinde, birkaç şamandıralı mayın zarfının aynı ağırlığa bağlandığı ve böylece bir mayın zarfının demirleme ağırlığı kesildiği zaman ağırlığından kurtularak kendi derinliğine yükselen mayın. BQM-
Bknz. "firebee"
BOURRELET : English Turkish military
KILAVUZ KABARINTISI, MERKEZLEME ÇEMBERİ:Bir mermi başının hemen gerisine işlenmiş daire şeklinde kabarıntı Mermi namlu içinde seyrederken kabarıntı üzerinde hareket ederek mermi ön kısmına desteklik yapar
BOW GUN : English Turkish military
BAŞ TOP, ÖN SİLAH:Gemi, zırhlı araç ve özellikle, tankların ön kısımlarına, ileriye ateş edecek şekilde yerleştirilmiş, yarı sabit bir silah
BOW WAVE : English Turkish military
BURUN DALGASI:Bak. "ballistic wave"
BOW-ON TARGET : English Turkish military
CEPHE GÖSTEREN HEDEF, PROVA GÖSTEREN HEDEF (DZ.):Cephesi ateş edene dönük; dar tarafı, kendisine ateş eden silahın tam karşısında bulunan hedef, cephe gösteren bir hedeftir. Gidiş istikameti kendisine ateş eden silaha karşı olan bir düşman tankı cephe gösteren bir hedeftir. Bak. "broadside"
BOW-TIE : English Turkish military
PAPYON BAĞI, FİYONG BAĞI:Gizleme ağlarında süs malzemesi olarak kullanılan papyon şeklinde bağlanmış kanaviçe
BOX BOTTOM CARRIAGE : English Turkish military
ALT KUNDAK:Bir topta, üst kundağı taşıyan kundak parçaları grubu
BOX IN : English Turkish military
KUTU BARAJI YAPMAK:Düşman kıtalarının kaçmasını veya takviye almasını önlemek için, düşman mevziini ateş çemberi içine almak
BOX MAGAZINE : English Turkish military
KUTU ŞARJÖR:Bazı otomatik silahlarda içine cephane konan ve bu cephaneyi silahın mekanizma yatağına süren, kutu biçiminde bir cihaz
BOX PALLET : English Turkish military
SANDIK PALET:Birkaçı üstüste istiflendiği zaman ağırlık ikmal maddelerine değil, sadece paletler üzerine binecek şekilde imal edilmiş, ön ve yanları çerçeve halinde bir palet
BOX TRAIL (CARRIAGE) : English Turkish military
SANDIK KUNDAK, TEK KOLLU KUNDAK:Tek ve sağlam bir parçadan ibaret top kundaklarının üç tipi vardır: (Simple box trail carriage), (modified box trail carriage) ve (tubular box trail carriage). Bu terimlere bak
BRACKET : English Turkish military
ÇATAL:Hedeften biri uzun biri kısa veya biri sağa diğeri sola düşen iki veya daha çok atım arasındaki mesafe veya aralık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani