Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CANISTER : English Turkish military

PEŞREV MERMİSİ:İçinde çelik misketler bulunan madeni silindir. Bu silindir parçalandığı zaman etrafa dağılan bu parçalar, düşman personelin yaralanmasına veya ölümüne sebep o1ur

CANNELURE : English Turkish military

BİRLEŞTİRME KANALI:Bir zırh delici merminin gömleğini çekirdeğe tespit eden halka şeklinde kanal

CANNIBALIZATION POINT : English Turkish military

PARÇA AKTARMA NOKTASI, KEMİRME NOKTASI:Onarımları ekonomik bir mahiyet taşımayan veya son işlem durumunda bulunan nihai maddelerle ana parçaların toplandıkları ve kontrol altında kemirilmeleri için muhafaza altında bulunduruldukları bir bölge

CANNIBALIZE : English Turkish military

PERSONEL DENKLEŞTİRMESİ YAPMAK, PERSONEL MUVAZENESİ YAPMAK:Bir veya daha çok birliğin personelinden bir başka birliğin kuvvesini tamamlamak için faydalanmak

CANNING : English Turkish military

MADENİ KAPLARDA AMBALAJLAMA:Malzemeyi uzun süre muhafaza edebilmek için, madeni kaplar içinde ambalajlama. Bu kaplar; bir veya bir kaç çeşit malzemeyi ihtiva edebilir. Sevkiyat için portatif veya sabit olabilir (petrol depo etmekte kullanılan tanklar gibi). Rutubet tesirini, mümkün olduğu kadar azaltmak için, kaplar içindeki rutubet asgari hadde indirilir

CANNON : English Turkish military

TOP:Bir top, obüs veya havan ana parçasını teşkil eden bir top namlusu ile bir kama tertibatı, ateşleme tertibatı veya dip kapağından ibaret, komple parça. Namlu ağzına takılan ek parçalar buna da dahildir

CANNON PRIMER : English Turkish military

TOP FÜNYESİ:Sevk barutunun ateşleyecek kapsülü ve tutuşturma tertibatını ihtiva eden komple parça

CANNON SOLUTE : English Turkish military

TOP ATEŞİ İLE SELAMLAMA:Bir şahsa, gemiye veya sancağa saygı, göstermek veya özel bir olayı kutlamak üzere tespit edilen sayıda top ateşi

CANNONEER : English Turkish military

TOP NUMARA ERİ:Bir top veya obüs mürettebatından, esas görevi top hizmeti olan er

CANNOT OBSERVE : English Turkish military

GÖZETLEYEMİYORUM:Bir gözlemci veya gözcü tarafından atışı tanzim edemeyeceğini fakat belirli bir noktada bir hedefin mevcudiyetine ve tanzim veya gözleme olmaksızın ateş altına alınmasını gerektirecek önemde olduğuna inandığını göstermek üzere kullanılan terim

CANOPY : English Turkish military

PİLOT YERİ KAPAĞI:

CANOPY EXPRESS (TRUCK) : English Turkish military

KAMYONET:Esas itibari ile hafif yük taşımaya mahsus bir kamyon. Bu aracın üstü, sağlam bir şekilde, yanları ise bezle kapalıdır

CANT : English Turkish military

EĞİLMEK, EĞMEK:Bir tarafa meyletmek veya meylettirmek. Örneğin; yana eğik bir silahla (canted gun) sıhhatli atış yapılmaz

CANTEEN : English Turkish military

MATARA:Bir askerin teçhizatı arasında bulunan ve su, kahve gibi ihtiyaç maddelerini taşımaya yarayan kap

CANTILEVER : English Turkish military

KONSOL:Yalnız bir ucundan bağlı istinat noktası bu ucunda bulunan kiriş veya dirsek. Bir konsol kirişli köprü (cantilever bridge), iki konsoldan meydana gelir. Bunların, serbest olan uçları birbiriyle temas halinde olmakla beraber birbirlerinin yükünü taşımazlar

CANTILEVER BRIDGE : English Turkish military

KONSOL KİRİŞLİ KÖPRÜ:Bak. "cantilever"

CANTILEVER EXTENSION : English Turkish military

SONU SERBEST HAVA NİRENGİSİ:Hava fotoğraflarından harita yapmada nirengi noktası olarak faydalanılmak üzere, bir baz hattı ilerisinde noktalar tesis usulü. Bu çeşit nirengi fotoğraflarla yapılır ve yer ölçmesi imkansız olduğu zaman kullanılır

CANTILEVER TRUSS BRIDGE : English Turkish military

KONSOL KAFES KİRİŞLİ KÖPRÜ:Bak. "cantilever"

CANTONMENT : English Turkish military

BARAKALI KONAK:Asker barındırmak için yapılan geçici binalar grubu. Barakalı konaklar barındırmak için çadırlarla kurulan kamptan farklıdır

CANTONMENT BUILDING : English Turkish military

BARAKA:Asker barındırmak için yapılan geçici bina. Barakalar genellikle ahşaptır

CANVAS AND WEBBING : English Turkish military

BEZ VE ÖRME MALZEME:Özellikle kumaştan yapılmış levazım malzeme ve teçhizatı. Bu terim; çadır branda bezi, fişeklik v. b. bezden yapılmış maddeleri içine alır

CAP : English Turkish military

TAHRİP KAPSÜLÜ; ELEKTRİK FÜNYESİ:Bak. "blasting cap"

CAPABILITIES : English Turkish military

İMKAN VE KABİLİYETLER:Yabancı bir milletin; milli gayelerini, savaşta ve barışta, gerçekleştirmek için kudreti dahilindeki hareket tarzları. Ayrıca bakınız: "enemy capabilities"

CAPABILITY : English Turkish military

İMKAN VE KABİLİYET:Belirli bir hareket tarzını başarıya götürme, icra kudreti. Bir imkan ve kabiliyet, belirli bir maksada yöneltilmemiş de olabilir

CAPABILITY GOALS : English Turkish military

KABİLİYET HEDEFLERİ; KABİLİYET GAYELERİ:Müstakbel işletme kabiliyetlerini temin edecek en geniş imkanlara sahip fakat sistem geliştirme ve tedarik seçmeleri için karara varılmadan önce teknolojide daha ileri tekamülü gerektiren sistem anlayışları