Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HANGER : English Turkish military

SÜNGÜLÜK:Kasatura veya süngü kılıfının bel kemerine asıldığı kısım

HANGFIRE : English Turkish military

GEÇ ATEŞ ALMA:Kapsül, tutuşturma tertibatı veya sevk barutunun faaliyete geçişinde geçici arıza veya gecikme. Bu olayı; bir iki saniye için, tam arıza hali veya ateş almama (misfire) durumundan ayırdetmek mümkün olmaz. Bak. "misfire"

HANGFIRE TEST : English Turkish military

ATEŞ ALMA DENEMESİ:Herhangi bir tip mühimmatta ateşlemenin mütecanisliğini ve süratle ateş alma derecesini tayin için yapılan deneme

HANGWIRE : English Turkish military

EMNİYETTEN KURTARMA TELİ:Bir hava aydınlatma cephanesinde (aerial flare) veya hava bombasında mevcut tapa tertibatını uçağa bağlayan düzen. Aydınlatma cephanesi veya bomba, telin uzunluğu kadar düştükten sonra bu tel, emniyeti açar ve tapayı kurar. Bazı aydınlatma cephanelerinde bu tel, cephanenin paraşütünü veya istikrar tulumunu (stabilizing sleeve) açar

HARASS : English Turkish military

TACİZ ETMEK:Baskınlar yapmak, muharebe gazları kullanmak, devamlı surette ateş açmak veya diğer şaşırtıcı hareketler yapmak suretiyle düşmanı bezdirmek

HARASSING (AIR) : English Turkish military

HAVADAN TACİZ:Kara muharebe sahasındaki bir hedefe, mania ateşi ve yakın hava desteği dışında yapılan taarruz. Bu taarruzdan maksat düşmanın muharebe müessiriyetini azaltmaktır

HARASSING AGENT : English Turkish military

TACİZ EDİCİ KİMYASAL MADDE:Tahriş edici gaz veya duman gibi, düşman kıtalarını maske takmaya mecbur eden; böylece, verimini azaltan kimyasal maddeler. Bu çeşit kimyasal maddelerde, yalnız tahriş edici tesir vardır. Zayiat verdirici kimyasal maddeler "casualty agent" ölümü intaç edecek derecede kuvvetlidir

HARASSING ATTACK : English Turkish military

TACİZ EDİCİ GAZ TAARRUZU:Kıtaları gaz maskesi takmaya ve koruyucu tedbirler almaya zorlamak için harp gazı buharının, belirli bir bölgeye devamlı olarak teksif edilmesi suretiyle yapılan uzun süreli taarruz

HARASSING CONCENTRATION : English Turkish military

TACİZ EDİCİ GAZ YOĞUNLUĞU:Maske takmaya mecbur eden gaz yoğunluğu. Bak. "concentration"

HARASSING FIRE : English Turkish military

TACİZ ATEŞİ:Düşman kıtalarını rahatsız etmek, hareketlerini aksatmak ve zayiat tehdidi ile moralini çökertmek maksadı güden ateş. Bak. "fire"

HARASSING GAS : English Turkish military

TACİZ EDİCİ GAZ:Düşmanı maske takmaya veya gaza karşı korunmak için başka tedbirler almaya mecbur ederek faaliyetlerini aksatmak maksadıyla kullanılan harp gazı

HARASSING TACTICS : English Turkish military

TACİZ TAKTİĞİ:Tahripten ziyade taciz ve geciktirme gayesi güden taktik. Örneğin; vur-kaç taktiğinde (hit and run tactics) yapıldığı gibi, mükerrer küçük taarruzlarla düşmanı rahatsız etmek

HARASSMENT : English Turkish military

TACİZ ETME:Ana hedefi, bir birliğe, tesise veya ciddi zayiat veya zarar verdirmekten çok faaliyetlerini engellemek olan eylem

HARBOR : English Turkish military

SUNDURMA:Tanklar için park ve barınma yeri

HARBOR BOAT SERVICE : English Turkish military

LİMAN BOT HİZMETİ:

HARBOR CRAFT : English Turkish military

LİMAN DENİZ TAŞITI; LİMAN DENİZ ARACI:Ordu tarafından liman bölgeleri ile körfez, nehir ve diğer kara sularında kullanılan deniz araçlarını belirtir bir terim. Römorkör, şat, yüzer vinç, personel ve küçük yük taşıyan deniz araçları da bu terimin kapsamına girer. Bu taşıtların uzunlukları 70 metreden aşağı olup gayri safi tonilatoları 1000 tonu geçmez

HARBOR DEFENCE : English Turkish military

LİMAN SAVUNMA:Bir liman veya demirleme yeri ve su yaklaşma yollarını; (a) Denizaltı, sinsi hücum ve taarruz timlerinin küçük su üstü araçlarının, (b) Düşman mayınlama harekatına, (c) Sabotajlara karşı savunulması. Bir limanın güdümlü veya havadan atılan füzelere karşı savunulması hava savunmacısının bir parçası olarak kabul edilir. Bak. "port security"

HARBOR DEFENCE COMMAND : English Turkish military

LİMAN SAVUNMA KOMUTANLIĞI:

HARBOR ENTRANCE CONTROL POST : English Turkish military

LİMAN GİRİŞ KONTROL MERKEZİ:Liman savunmasında; kara ve deniz kuvvetlerine mensup unsurların harekatını koordine etmek maksadıyla kurulan müşterek Kara ve Deniz Kuvvetleri

HARD : English Turkish military

PLAJ RAMPASI:Araç ve malzemeyi doğrudan doğruya çıkarma araçlarına yüklemek veya bunlardan boşaltmak maksadıyla, bir kıyıda suya doğru uzatılarak sertleştirilen kısım

HARD BASE : English Turkish military

BETON FIRLATMA ÜSSÜ, BETON RAMPA:Bir nükleer infilaka karşı korumalı bir füze fırlatma üssü

HARD BEACH : English Turkish military

BETON KIYI:Bir kıyının su içerisine doğru sert bir zemin halinde uzanan, özel surette hazırlanmış kısmı. Doğrudan doğruya çıkarma gemilerine veya araçlarına bindirme ve yükleme ya da bunlardan kıyıya direkt çıkarma yapmak için kullanılır

HARD FREQUENCY : English Turkish military

YÜKSEK FREKANS:Bak. "frequency"

HARD MISSILE BASE : English Turkish military

SERT FÜZE PLATFORMU:Nükleer patlamaya karşı korunmuş bir fırlatma platformu,

HARD PORT : English Turkish military

DÜMENİ İSKELE ALABANDAYA BASMAK:Belirtilen manyetik yöne yönelttikten sonra, tam bir dönüşle (3 haneli grup) d'wneni tam iskeleye basarak dönmek veya tam bir dönüşte yönü bildirilen açıda değiştirmek ("derece" kelimesi ile birlikte 1 veya 2 haneli grup. )