English
SAFETY FUZE : English Turkish military
SANİYELİ TAPA:Ateşi patlatıcıya gönderen elastiki ve hava geçirmeyen zamanında ve devamlı yanan ağızotu ihtiva eden tapa
SAFETY HEIGHT : English Turkish military
EMNİYET YÜKSEKLİĞİ:Bak. "altitude"; "minimum safe altitude"
SAFETY LANES : English Turkish military
EMNİYET YOLLARI:Dost kuvvetlerin taarruzlarına maruz kalmamaları için denizaltı ve suüstü gemiler için belirlenen deniz intikal yolları
SAFETY LEVEL OF SUPPLY : English Turkish military
İKMAL MADDELERİ EMNİYETLİ SEVİYESİ:Normal bütünlemede, ufak tefek aksaklıkların veya isteklerin yapılmasında beklenmedik dalgalanmaların meydana gelmesi halinde, harekat ve faaliyetin devamına imkan vermek üzere, işletme ikmal seviyesine ilaveten elde bulundurulması gereken miktar. Ayrıca bakınız: "level of supply"
SAFETY LEVER : English Turkish military
EMNİYET MAŞASI (EL BOMBASI):Kilitli bulunduğu sürece, el bombasının kazara ateş almasını önleyen manivela. Bu maşanın çalışması; mermi, bomba ve mayınlardaki emniyet pimi ve mayın emniyet maşasının aynıdır
SAFETY LIMIT : English Turkish military
EMNİYET SINIRI:Üzerinden top ateşi yapılacak dost kıtaların ilerisindeki bir mıntıka veya sahayı sınırlayan hat. Kıtaların zarar görmemesi için, atımların bu mıntıkayı aşması icap eder
SAFETY LINE : English Turkish military
GÜVENLİK HATTI:Bir kara mayın harbinde telle harekete geçirilen mayınlar ve tökezli teller için hudut hattı. Bu mayın personelin korunmasına yarar. Mayın sahası döşendikten sonra, bu hat ne yerde işaretlenir ne de mayın sahası kayıtlarına geçer
SAFETY LOCK : English Turkish military
EMNİYET KİLİDİ:Bir silahın kazara ateş almasını önleyen kilit tertibatı
SAFETY MEASURES : English Turkish military
EMNİYET TEDBİRLERİ:
SAFETY OFFICER : English Turkish military
İŞ EMNİYET SUBAYI:Birlik iş emniyet programı faaliyetlerini idare eden ve yöneten subay
SAFETY PIN : English Turkish military
EMNİYET PİMİ:Tapa mekanizmasına geçirilen ve tapanın kazara patlamasını imkansız hale getiren kilit pim. Bak. "arming wire"
SAFETY POINTING OBSERVER : English Turkish military
BATARYA EMNİYET SUBAYI YARDIMCISI:Atışın emredilen emniyet hudutları içinde yapılıp yapılmadığını kontrol eden ve görevi ile ilgili hususlarda batarya emniyet subayına yardımcı olan subay veya astsubay. Bu şahıs; görevlendirdiği topun yükseklik ve yan bağlamalarını kontrol eder ve bunları emniyet sınırları dışında gördüğü zaman, topu atıştan men eder
SAFETY PRECAUTION (S) : English Turkish military
EMNİYET TEDBİRLERİ:
SAFETY PROGRAM : English Turkish military
İŞ EMNİYET PROGRAMI:İş kazalarından meydana gelecek insan gücü ve bundan doğacak nakdi kayıpları azaltmak ve asgari hadde tutmak; böylece, kaynaklardan daha verimli faydalanmayı sağlamak ve Kara Ordusunun muharebe gücünü arttırmak maksadıyla hazırlanmış bir program
SAFETY SHOES : English Turkish military
EMNİYET AYAKKABISI:Patlayıcı veya diğer tehlikeli maddelerle çalışırken giyilen, kıvılcım çıkarmayacak şekilde imal edilmiş (tabanı lastikli veya köseleli) özel ayakkabı
SAFETY STAKE : English Turkish military
EMNİYET KAZIĞI, EMNİYET ÇUBUĞU:Bir silahın sağ veya sol emniyetli atış hudutlarını göstermek üzere yere çakılan kazık. Emniyet kazığı, silahın genel olarak 100 metre ilerisinde münasip mesafe yana dikilir
SAFETY STOCK (BUFFER STOCK) : English Turkish military
EMNİYET STOKU:
SAFETY WIRE : English Turkish military
EMNİYET TELİ:Bir tapanın kazara patlamasını önlemek üzere, tapa gövdesinden geçen ve bütün müteharrik parçaları emniyete alan tel. Bu tel; ateş etmeden hemen önce çıkarılır. Bak. "arming wire"
SAFETY ZONE : English Turkish military
EMNİYET BÖLGESİ:Muharip olmayan dost uçakların, su üstü gemilerinin, denizaltıların ve kara kuvvetlerinin harekatları için ayrılmış (kara, deniz ve hava) saha
SAFING : English Turkish military
GÜVENLİ DURUMA GETİRME:Silahlara ve mühimmata tatbik edildiği üzere, hazırlık durumundan emin bir duruma geçiş
SAFING AND ARMING MECHANISM : English Turkish military
EMNİYETE ALMA VE KURMA MEKANİZMASI:Ateşlemeyi geciktirmeyi tamamlamadan önce mühimmatın ana barut hakkının kasıtsız olarak kullanılmasını önleyen bir mekanizma olup buna mukabil kurmadan sonra patlayıcı düzeninin harekete geçmesine imkan verir
SAILING INSTRUCTIONS : English Turkish military
SEYİR TALİMATI:Bak. "sailing orders"
SAILING ORDERS : English Turkish military
SEYİR EMRİ:Harp esnasında NCS teşkilatı kurulduğu zaman gemi komutanına verilen ve bütün seyir teferruatını ihtiva eden yazılı talimat. Bu emir; seyir saatlerini, uğranılacak limanları vesaireyi gösterir. Buna (sailing instruction) da denir
SAILPLANE : English Turkish military
YELKEN PLANÖR:Adi planörler gibi sadece zemine doğru süzülmeyip hava akıntılarından istifade ederek, yüksek irtifalarda uçuş yapan, ağırlığı ve şekli buna göre hesaplanarak imal edilen planör
SAINT : English Turkish military
SAINT:Yörüngedeki uyduları önleme, inceleme ve özellikleri hakkında bilgi vermek imkanını sağlamak üzere hazırlanmış bir uydu kontrol sistemi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani