Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TRUE CONTROL : English Turkish military

HAKİKİ NİRENGİ ŞEBEKESİ:Hakiki koordinatları ve hakiki istikameti bilinen bir noktadan başlatılmış müşterek bir nirengi şebekesi

TRUE CONVERGENCE : English Turkish military

GERÇEK YAKLAŞIM AÇISI (ABD SAVUNMA BAKANLIĞI):Dünyanın yüzeyindeki bir meridyenin diğeri üzerine meylettiği açı. Ayrıca bakınız: "convergence"

TRUE CONVERGENCE. (NATO) : English Turkish military

HAKİKİ YAKLAŞIM AÇISI:Büyük dairede bir meridyenden diğerine değişen istikamet açısı. Ayrıca bakınız: "convergence"

TRUE COPY : English Turkish military

SURET:Herhangi bir askeri evrakın tam kopyası. Bir subay veya yönetmeliklerle kendisine yetki verilmiş herhangi bir şahıs, bunun doğru ve aslına uygun olduğunu tasdik eder

TRUE COURSE : English Turkish military

HAKİKİ PUSULA BAŞI:Bir uçak, tank veya aracın, hakiki kuzey-güney hattı ve hareket istikameti arasındaki yatay açı ile ifade edilen rotası

TRUE HORIZON : English Turkish military

HAKİKİ, GERÇEK UFUK:l. Bir görüş noktasından geçen yatay düzlemin sınırı.
Fotogrametride; bir mercek sisteminin perspektif merkezinden geçen yatay düzlemin sınırı

TRUE NORTH : English Turkish military

HAKİKİ, GERÇEK KUZEY:Bir gözetleme mevzi. inden coğrafi kuzey kutbuna uzanan istikamet

TRUE ORIGIN : English Turkish military

HAKİKİ MEBDE, GERÇEK BAŞLANGIÇ NOKTASI:Bir meridyen ile bir paralelin coğrafi olarak kesiştiği nokta. Bu nokta, grid referanslar için esas olarak alınır

TRUNK AIR ROUTE : English Turkish military

ANA HAVA YOLU:Üzerinde askeri kuvvetlerin stratejik intikallerinin yapılabileceği, tespit edilmiş bir hava yolu

TRUNK CIRCUIT : English Turkish military

ANA DEVRE:İki santralı birleştiren ana telefon hattı ve hatlar grubu. Bak. "local line"

TRUNKLINE : English Turkish military

ANA HAVA YOLU:Buna (trunk air route) da denir

TRUNNION : English Turkish military

MUYLU:Bir top kundağında desteklik vazifesi gören ve namlunun, yükseliş verildiği zaman, etrafında dönebileceği yatay ekseni teşkil eden iki eksenden biri

TRUST FUND : English Turkish military

EMANET FONU:ABD nin bir mutemet sıfatıyla, elinde bulunan fon. Bu fona, hükümet tarafından yapılan çeşitli tahsilat girer ve tesisin gayelerine uygun olarak bu fondan sarfiyat yapılır

TUBE : English Turkish military

NAMLU:Bir silahın ana parçalarından biri; namlu boşluğunun etrafını çeviren silindir şeklinde madeni kısım. "Tube" terimi, genellikle, topçu silahlarından bahsedilirken; "barrel" terimi ise, hafif ateşli silahlar için kullanılır

TUBE IN BATTERY : English Turkish military

YERİNE OTURMUŞ NAMLU:Bak. "battery"

TUBE OUT OF BATTERY : English Turkish military

YERİNE OTURMAMIŞ NAMLU:Bak. "battery"

TUBULAR BOX TRAIL : English Turkish military

BORU KUNDAK:Bak. "box trail (carriage) "

TUG : English Turkish military

RÖMORKÖR UÇAK:Planör çeken uçak

TUGBOAT : English Turkish military

RÖMORKÖR:Bak. "tug"

TUMBLE : English Turkish military

TAKLA ATMAK:Bir merminin, uçuş esnasında takla atması

TUMBLING : English Turkish military

TAKLA ATMA, TAKLA:Bir uçakta; uçuşuna devam etmekle beraber, uzunluğuna ekseni uçuş düzlemi üzerinde kalmak üzere, ağırlık merkezi etrafında takla attığı elverişsiz bir durum

TUMP LINE : English Turkish military

ALINLIK, GÖĞÜSLÜK, ALIN KEMERİ, TAŞIMA KOLANI:Alından veya göğüsten geçirilmiş bir kayışla meydana getirilen ve sırtında yük taşıyanlar tarafından kullanılan bir çeşit askı

TUNDRA : English Turkish military

TUNDRA:Arzın her iki yarım küresinde, kuzey arktik bölgelere mahsus ağaçsız düz sahalar. Ağaca benzer bitkilerin sınırlarını işaret eden tundralar, siyah ve donmuş toprak tabakalarından müteşekkil olup yosun ve likenlerin çokça yetişmesine elverişlidir

TURBOJET : English Turkish military

TURBOJET:Hava ikmali, egzoz gazlarıyla faaliyete geçen bir türbinin harekete geçirdiği bir kompresörle sağlanan jet motoru

TURBOPUMP : English Turkish military

TÜRBİNLİ POMPA:Roket motoruna sevk yakıtı koymak için kullanılan, türbinle çalışır bir pompa. Türbin, gücünü, genellikle ayrı bir gaz jeneratöründen meydana gelen sıcak gazlardan alır