Multilingual Turkish Dictionary

English

English
UNCOMMITTED UNIT : English Turkish military

MUHAREBEYE SOKULMAMIŞ BİRLİK:Henüz muharebeye sokulmamış olan kadro birliği. Ayrıca bak "committed unit"

UNCONDITIONAL SURRENDER : English Turkish military

KAYITSIZ ŞARTSIZ TESLİM:Yenilen tarafın, yenen tarafından dikte ettirilecek bütün şartlara boyun eğerek teslim olmasıyla sonuçlanan bir durum

UNCONTROLLED MOSAIC : English Turkish military

KONTROL EDİLMEMİŞ MOZAİK FOTOĞRAF:Ayrıntıları, yer veya diğer bir şekilde kontrol olmaksızın eşlenen, düzeltilmemiş fotoğraflardan oluşan mozaik

UNCONVENTIONAL WAR : English Turkish military

GAYRİ NİZAMİ HARP:

UNCONVENTIONAL WARFARE : English Turkish military

GAYRİ NİZAMİ HARP:Düşmanın elinde bulunan, düşman kontrolünde bulunan veya siyasi olarak hassas bir bölgede yapılan geniş çaplı askeri ve milis harekatı. Gayrı nizami harp; birbiriyle ilgili gerilla harbi şekillerini, kaçma ve kurtulmayı, yıkıcı faaliyetleri, sabotajı ve çok açık olmayan, kapalı veya gizli diğer faaliyetleri içine alır ancak bunlarla sınırlı değildir. Gayri nizami harbin birbiriyle ilgili olan bu yönleri genellikle yerel personel tarafından uygulanır. Ancak her türlü savaş ve barış koşulunda dış kaynaklar tarafından desteklenir ve idare edilir. Ayrıca bakınız: "guerilla", "guerilla warfare" ve subversion"

UNCONVENTIONAL WARFARE FORCES : English Turkish military

GAYRİ NİZAMİ HARP KUVVETLERİ:Gayri nizami harp kabiliyetine sahip Kara Ordusu Özel Kuvvetleri ve bu tür harekat için tahsis edilmiş Deniz, Hava Kuvvetleri ve Deniz Piyadesi birliklerinden oluşan Amerikan Kuvvetleri

UNCONVENTIONAL WEAPONS : English Turkish military

GAYRİ NİZAMİ KLASİK OLMAYAN SİLAHLAR:

UNCOOPERATIVE SATELLITE : English Turkish military

İŞBİRLİĞİ YAPMAYAN UYDU:Kara çevre ile işbirliği yapmayan, pasif bir uydu

UNCOVER : English Turkish military

SAĞA (SOLA) AÇMAK:Bir düzende bulunan belirli bazı askerleri, şahıslar arasındaki mesafe ve aralığı artırmak maksadıyla, her iki yana harekat ettirmek. Beden eğitiminde, sağa (sola) açıl ! komutunda, çift (veya tek) sayılı her er, yana doğru açılır

UNCOVERED MOVEMENT : English Turkish military

HİMAYESİZ HAREKET, ÖRTÜSÜZ HAREKET:Dost kuvvetler tarafından normal korunma sağlanmadan yapılan hareket

UNDELIVERED ORDER : English Turkish military

TESLİM EDİLMEMİŞ SİPARİŞ:

UNDER ARMS : English Turkish military

SİLAH ALTINDA:Askeri mükellefiyet ve hizmeti yapma durumunda olan

UNDER SECRETARY OF THE ARMY : English Turkish military

KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI MÜSTEŞARI:ABD'de, Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından verilecek emirleri ifade etmek üzere, senatonun tasvibiyle, başkan tarafından tayin edilen ve Kara kuvvetleri Müsteşar muavinlerinin (assistentsecretaries of the army) üstünde olan sivil memur

UNDERCARRIAGE : English Turkish military

ESAS İNİŞ TAKIMI:Bak "chassis"

UNDERDECK SPRAY : English Turkish military

TABAN PÜSKÜRTMESİ, TABANDAN PÜSKÜRTME:Yastık su taşırmasında (pad deluge), suyun, füze alt kısmından yukarıya doğru tevcih edildiği kısım

UNDERGROUND ACTIVITY : English Turkish military

YERALTI FAALİYETİ:

UNDERGROUND BURST : English Turkish military

YERALTI PATLAMASI:

UNDERGROUND GUERILLA : English Turkish military

YERALTI GERİLLASI:

UNDERGROUND ICE : English Turkish military

YERALTI BUZU:Bak "ground ice"

UNDERMINE : English Turkish military

BALTALAMAK; TEMELİNİ ÇÜRÜTMEK:

UNDERSTOWED CARGO : English Turkish military

SİNTİNE YÜKÜ:Bak "flatted cargo"

UNDERWATER DEMOLITION : English Turkish military

SUALTI TAHRİBİ:Sualtı engellerinin tahribi veya zararsız hale getirilmesi; bu iş normal olarak sualtı tahrip timleri (sat) tarafından yapılır

UNDERWATER DEMOLITION TEAM : English Turkish military

SUALTI TİMİ (SAT.):Elverişli kıyı yaklaşma yollarının hidrografik keşfini yapmak, engelleri tahrip etmek; belirli bölgelerdeki mayınları temizlemek, kullanılabilir kanalları belirlemek, iyileştirmek ve işaretlemek; kanal ve limanlara girişi açmak, taarruz öncesi askeri bölgeler dahil olmak üzere ilgili bilgileri toplamak, çıkarma birliklerine faydalı olacak bilgileri elde etmek üzere görevleri yapmak üzere eğitilmiş ve teçhiz edilmiş bir grubu subay ve astsubay

UNDERWATER OBJECTIVE : English Turkish military

SUALTI HEDEFİ:Sualtında bulunan veya su altında hareket eden herhangi bir hedef

UNDERWATER OBSTACLE : English Turkish military

SUALTI ENGELİ:Kıyıya yakın yerlerde, azami kabarma dikkate alınarak, denizin içine doğru tertiplenen, kısmen veya tamamen suya gömülü ve gemilerle çıkarma araçlarının, çıkarma gemilerinin, tırtıllı çıkarma araçlarının veya torpidoların geçişlerine engel olacak şekildeki yerleştirilen tabii ve suni engel. Ayrıca bak "beach obstacle"