English
WAR TIME RESERVE MODE : English Turkish military
SAVAŞ ZAMANI İÇİN YEDEK MOD:Karşı kuvvetlerin elektronik savaş teçhizatının veya diğer tespit, sınıflandırma ve destek faaliyetlerinin etkisini azaltmak amacıyla gözetlenebilir elektromanyetik yayıcı parametrelerinde veya harekat usullerinde amaçlı olarak yapılan değişiklikler. Bu değişiklikler özellikle savaş zamanı veya acil durumlar için yedek olarak elde bulundurulur ve böyle bir kullanım öncesinde nadiren görülürler. Ayrıca "WARM" olarak da anılırlar
WARBLE : English Turkish military
CIVILTI:Deniz mayın harbinde mayının tepki vereceği frekansların taranmasını temin etmek için, dar frekanslı bir ses üretici tarafından çıkarılan sesin, frekansının değiştirilmesi işlemi
WARD MASTER : English Turkish military
BAŞ HASTA BAKICI:Bir hastane koğuşunda, koğuşta hizmette bulunanlara nezaret eden erkek hasta bakıcı. Baş hasta bakıcı koğuş tabibinin emrindedir
WARD OFFICER : English Turkish military
KOĞUŞ TABİBİ:ABD Kara Ordusu sağlık teşkilatına mensup bir veya birkaç hastane koğuşunun idari ve mesleki şefi olan tabip subay
WARE HOUSE : English Turkish military
AMBAR; ANTREPO:Depolama maksadıyla yapılan dört duvarlı ve çatılı bina. Bu binanın tabanı yer seviyesinde, vagon veya kamyon yüksekliğinde, bir veya bir kaç kat olabilir. Dış tarafında, yükleme platformlarının (loading platform) bulunması veya bulunmaması, binanın sınıflandırılmasında bir etki yapmaz
WARE HOUSE CHART : English Turkish military
AMBAR PLANI:Bak. "planograph"
WARE HOUSE REFUSAL : English Turkish military
AMBAR İSTEK RED İHBARI:Belirli bir ambar tarafından yapılan ve bir istek emrinde gösterilen bir maddenin, tükenmiş olması veya başka nedenlerle mevcut bulunmadığını bildiren ihbar yazısı
WARFARE : English Turkish military
HARP:Bak. "War"
WARM : English Turkish military
Bak. "wartime reserve mode"
WARMING UP EFFECT : English Turkish military
NAMLU ISINMA TESİRİ:Bir silah soğuk iken atılan ilk merminin mesafesi ile, muhtelif atımlardan sonraki silah mesafesi arasındaki fark. Silahların çoğu namlu ısınma tesiri göstermez. Bu tesiri gösteren silahlarda düzeltme hesapları yapılırken, ilk mermi hesaba katılmaz
WARNED PROTECTED : English Turkish military
İKAZ EDİLMİŞ KORUNMUŞ:Dost devletlerin nükleer silah etkilerine karşı içinde bulundukları bir hassasiyet durumu. Bu şartta personelin ısıya, basınca ve radyasyona karşı zırhlı araçlarda veya üst kısmı mevcut malzemeyle kapatılmış boy çukurlarında çömelerek belirli oranda korundukları var sayılır. Ayrıca bak. "unwarned exposed", "warned exposed"
WARNING : English Turkish military
HABER VERME VE İKAZ; İHTAR; İHBAR:
WARNING AREA : English Turkish military
İKAZ BÖLGESİ:Bak. "danger area"
WARNING DISTRICT : English Turkish military
HAVA AKINI HABER VERME VE İKAZ MINTIKASI:Bak. "air-raid warning district"
WARNING NET : English Turkish military
İKAZ ÇEVİRİMİ:İlgili tüm komutanlıklara düşman intikali veya faaliyetleriyle ilgili uyarı bilgilerini iletmek amacıyla oluşturulan bir muhabere sistemi
WARNING ORDER : English Turkish military
ÖN EMİR; İKAZ EMRİ:Müteakip bir emir veya faaliyet hakkındaki ön bilgi. Bu emir, astlara gerekli plan ve hazırlıkları yapmaları için zaman kazandırma maksadıyla verilir
WARNING RED : English Turkish military
Bak. "air defence warning conditions"
WARNING SIGNAL : English Turkish military
İKAZ İŞARETİ:Düşmanın yaklaştığını veya mevcudiyetini bildirmek için verilen, önceden kazandırılmış herhangi bir işaret
WARNING SYSTEM : English Turkish military
HABER VERME VE İKAZ SİSTEMİ; HABERLEŞME VE İKAZ HİZMETİ:Düşmanın kara, deniz veya havadan yapacağı taarruzları önceden haber vermek veya bu sisteme mensup kimseleri, bunlara karşı yapılan hücumlardan haberdar etmek maksadıyla, askeri veya sivil teşkiller tarafından görme, işitme suretiyle veya elektrikli cihazlarla alınan savunma tedbirleri veya bu hususta yapılan hizmet
WARNING WHITE : English Turkish military
Bak. "air defence warning conditions"
WARNING YELLOW : English Turkish military
Bak. "air defence warning conditions"
WARRANT : English Turkish military
MÜZEKKERE:Kanuna uygun olarak yetkili bir makam tarafından belirli bir işin yapılmasını isteyen ve bu işi yapacak olan subay veya şahısa hitaben verilen yazı veya emir
WARRANT OFFICER : English Turkish military
İKİNCİ SINIF DENİZ KIDEMLİ SUBAY:ABD Deniz Kuvvetlerinde;
sınıf kıdemli subay rütbesinin altında ve deniz astsubay başçavuş rütbesinin üzerinde bulunan şahıs
WARRANT OFFICER, JUNIOR GRADE : English Turkish military
İKİNCİ SINIF KIDEMLİ SUBAY:ABD Ordusunda, birinci sınıf kıdemli subay (chief warrant officer) rütbesinin altında ve subay adayı (cadet) veya astsubay (noncommissioned officer) rütbesinin üstünde bulunan kıdemli subay. WARRANT OFFICER, JUNIOR GRADE, FIRST ASSISTANT ENGINEER, ARMY MINE PLANTER SERVICE:ORDU MAYIN ARAMA TARAMA TEŞKİLATI, İKİNCİ SINIF KIDEMLİ SUBAY İKİNCİ ÇARKÇI: WARRANT OFFICER, JUNIOR GRADE, FIRST MATE, ARMY MINE PLANTER SERVICE:ORDU MAYIN ARAMA TARAMA TEŞKİLATI İKİNCİ SINIF KIDEMLİ İKİNCİ KAPTAN: WARRANT OFFICER, JUNIOR GRADE, SECOND ASSISTANTS ENGINEER ARMY MINE PLANTER SERVICE:ORDU MAYIN ARAMA TARAMA TEŞKİLATI İKİNCİ SINIF KIDEMLİ SUBAY, ÜÇÜNCÜ ÇARKÇI: WARRANT OFFICER, JUNIOR GRADE, SECOND MATE, ARMY MINE PLANTER SERVICE:ORDU MAYIN ARAMA TARAMA TEŞKİLATI İKİNCİ SINIF KIDEMLİ SUBAY ÜÇÜNCÜ KAPTAN:
WASHING SODA : English Turkish military
TEMİZLEME SODASI:Oldukça yavaş tesir etmekle beraber ucuz olan, beyaz toz halinde ve hafif alkalin kimyasal temizleyici madde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani