Germany To Turkish
VERMÄCHTNIS : German Turkish
n l. vasiyet, tereke, birakit
s. Vermächtnisurkunde.
(Erbe n) miras, kalit
(Stiftung) vakif, turgu, bekit
Urkunde / vasiyetname; son istek harca-masi; vakitname, vakfiye
VERMÄHLEN : German Turkish
ö^üterek un yapmak
VERMÄNNLICHEN : German Turkish
erkeklestirmek
VERMÖBELN : German Turkish
F pataklamak; dayak atmak
VERMÖGE : German Turkish
( Präp. m. Gen.) sayesinde, vasitäsiyle, mucibince
n l. muktt-dir olm., vapal)ilmek
(et. bei j-m) b-nin üzerinde nüfuzu olm. °n n l. iktidar, takat, güc, kuvvet, kudret, kabiliyet
(Besitz) servet, mamfiek, malüme-nai, varlik, veriyet
(Geldbesitz) dünyalik, sermaye
(Aktiva) H mevcudat ve matlubat
(Geistesfähigkeit) meleke; zu ^ kommen culu tutmak
nd l. muktedir
(geldlich) vakti hnli verinde olan; servetli; servet sahibi; variyetli; zengin Sns.abgabe/varlik vergisi ~ns.erklärung fjur. mal beyanı ~ns.schätzung / servetin takdir ve tahmini °ns.Verhältnisse pl. mall vaziyet
VERNACHLÄSSIGEN : German Turkish
ihmal etm.; ehemmiyet vermemek; itina göstermemek; boslamak, savsaklamak, sermek; seine Pflicht ~ vazifesini unutmak; vazifesinde kusur etm
VERNAGELN : German Turkish
l. civilcmek
(zunageln) civileyerek kapamak "t flg. darkafali; horoz akilli; akil zü^ürdü; örümcek kafali
VERNARBEN : German Turkish
(Wunde) iyilesmek, kapanmak; iltiyam bulmak; nedbe birakmak; e-e alte, kaum
e Wunde wieder aufreißen flg. yarayi desmek
VERNARREN : German Turkish
: sich ~ (in) L (P.) b-ne abayi yakmak; deli-cesine tutulmak
(S.) bsin esiri olm.
t: ganz ~ sein (in) a) (P.) b-ni icine sokaca^i gelmek; cildirasiya sev-mek
(S.) bsin derd ne düsmek; bsin hastasi (od. diva-nesi) olm.; bse bayilmak, bitmek, düskün olm.; bs icin deli olm.; Er ist reineweg — in dieses Mädchen. Bu kiza deli divanedir. ganz ^ in seine Kinder cocuklanna düskün
VERNASCHEN : German Turkish
l. (sein Geld) parasim abur cubura (od. egien-celiklere) sarf etm.
F (ein Mädchen, e-e Frau) kullanmak
VERNEBELN : German Turkish
l. dumanlamak, sislemek; dumana bozmak
flg. gizlemek, örtmek
VERNEIGEN : German Turkish
: sich ^ l. (vor) b-niu
(..iirunda c^ilmek; reve-rans yapmak
(beim hl. Gebet) rüku etni., rüküa var-mak
(tief) iki büklüm olm.; sich immer wieder ^ yedi yerden temrnna etm
VERNEINEN : German Turkish
!. hayir demek
(ablehnen) reddetmek, kabul etmemek
(leugnen) inkär etm., yadsimak, tammamak
(Frage) (sual üzerine) menfi ccvap vermek
gr., log. nefyetmek, olumsuz kilmak
end mcnfi, yadsili, olumsuz 9ung/menfilik. yadsima, nefiye, ohunsuzluk, selp
VERNEUNFACHEN : German Turkish
dokuzlamak; dokuz m^linc cikarmak
VERNICHTEN : German Turkish
yok etm., izale etm.; bse mum dikmek; mahv-etmek, imha (tahrip, tclef) etm.; (schädliche Insekten a.) itläf etm.; (Dynastie a.) sönöürmek; Der Frost hat die Saat vernichtet. Soguk ekinlen yakti.
end imhakär, tah-ripkär, yiksci Qun^/mahiv, imha, itläf
VERNICKELN : German Turkish
nikellemek
elt nikelli, nikelajii Seiung/nikelaj
VERNIEDLICHEN : German Turkish
si oldugundan daha kücük (daha önemsiz) göstermek
VERNIETEN : German Turkish
percinlemek
VERNUNFT : German Turkish
l. akil us
(Denkvermögen) temyiz kabiliyeti; muhakeme, anlayis, izan
(Begriffsvermögen) müdrike; idrak kabiliyeti
(gesunder Menschenverstand) aklise-lim, bonsar.s, sagduyu, makuliyet; ~ annehmen k-ne (od. imana) geimck; yola yatrnak; aktini basina airnak; akil-lanmak; laf anlamak; zur ~ bringen irnläya getirmek; aklini basina getirmek; zur ~ kommen gözü acilmak; akli basina gelmek; uyanmak °bcg£-bt izan sahibi; izanli
ehe / menfaate ddyanan izdivac C^emäß akli, ussal, makul, rasyonel; (Adv.) aklan
glaube m rasyonalizm
VERNUTEN : German Turkish
techn. zivanalamak
VERNÄHEN : German Turkish
l. (Material) dikise sarf etm.
(zusammennähen) dikerek kapamak
(Faden) dikisle tespit etm
VERNÜNFTIG : German Turkish
l. akilli, ussal, makul, mantikf, rasyonel, sebepli
(P.) k-ni bilen (od. bilir); akli bn$mda olan; durmus oturmus
(artig) uslu akilli
(Preis) uygun, makul
(Behauptung) muhik
(einsichtig) anlayisli, izanli; ^ sein a. insaf etm.; So et. tut doch kein
er Menscht Bu hare-ket akilli kän degldirl — werden akl« basina gelmek; k-ne gelmek; für ~ halten makul görmek
VERONIKA : German Turkish
l. n.pr. wV
fbot. yav§anotu; vcronika; ciban otu
VERORDNEN : German Turkish
l. emretmek, kararla$t»rmak
med. bir iläc yazmak 2ung/
emir, kararname
(msf. pl.) mevzuat, talimatname, yönetmelik füzük, nizamname
med. recete °ungs.b)an n resmi pnzptc
VERPACHTEN : German Turkish
l. (I.and) kilaya (oif. (cara) vermek; kiralamak
(Steuern) fr. iltizama vermek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani