Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
VERKORKSEN : German Turkish

F herbat etm., bozmak, pisletmek; bsi yüzüne gözüne {od. agzina burnuna) bulastirmak; V: bse sicip sivamak; et. vollkommen ^ üzerine tüy dikmek; Jetzt können wir geradestehen für das, was er verkorkst hat! Onun pisliklerinin cezasini cekiyoruzl Jetzt ist die Sache ganz verkorkst! tste simdi tarn benzedi. §imdi bir boka ben-zedi! Schau zu, daß du das nicht auch noch verkorkst! Dikkat et. bu isi de pisietme!

VERKOSTEN : German Turkish

F cesnisine bakmak; bsin lezzetini tatmak

VERKRACHEN : German Turkish

(intr.) F l. ifläs etm., topu atmak
fig. basa-nsizlikla neticelenmek; sich ^ (mit) bozusmak; aralan acilmak; aralanndan kara kedi gecmek
t:
e Existenz hayatta basansiz kalan bir adam

VERKRAFTEN : German Turkish

(et.) hakkindan gelmek

VERKRALLEN : German Turkish

: sich ~ (in) l. tirnaklanm bse gecirmek
(P.) bs üzerinde takilmak

VERKRAMEN : German Turkish

F l. ortaligi toplarken bsi bulunamayacak bir yere koymak
(verstecken) gizlemek, saklamak

VERKRAMPFEN : German Turkish

: sich ~ l. takallüs (od. tesennüc) etm., kasinrnak, binismek; damar damar üstüne binmek; kramp girmek
cok sikilmak, sinirlenmek, asabilesmek; serbest olmamak
t l. med. tesennüc?, kasincli
(nervös) sinirli, asabi
psych. tutuk

VERKRATZEN : German Turkish

tirnaklariyle veya sivri bir nesne ile hirpala-mak, örselemek

VERKRIECHEN : German Turkish

: sich ^ l bir yere girip sinmek; büzülüp sak-lanmak
(vor j-m) a) (aus Angst) korkudan b-den sak-lanmak b) fif.. b-nin üstünlügünü kabul zorunda olm.; b-den cok asagi olm.; sich am liebsten in ein Mauseloch ^ mögen i^ne deli^inz kacmak; koz kabu^una girmek; sich in e-n Winkel — büzülüp oturmak

VERKRUSTEN : German Turkish

a. sich ^) kibuk baglamak; kabuklanmak; kisirlanmak

VERKRÜMELN : German Turkish

(fr.) (Brot usw.) ufalamak, sich ^ F l. (Geld) azar azar harcamp bitmek
sivismak, kacmak

VERKRÜMMEN : German Turkish

carpiltmak, deforme etm.; sich
carpilmak, egrilmek, deforme olm. 2ung / carpiklik; •/ der Wirbelsäule l. (nach vorne) lordoz
(seitliche) skolyoz

VERKRÜPPELN : German Turkish

(tr.) l. sakatlamak, topallatmak, kötürüm-lestirmek
(Pflanzen usw.) büyümesine engel olm.; bodur birakmak; (intr.) l. kavrulmak
s. verkümmern
i l. sakat, kötürüm. yangaboz
(Pflanze) küskün, gelis-memis, e^ri bü§rü; ein Kind mit
cm Arm kolu sakat bir cocuk;
er Fingernagel kör tirnak

VERKUPFERN : German Turkish

akirlr.mak; bakir kaplamak

VERKUPPELN : German Turkish

l. techn. ba^lamak, birle^tirmek
(als Heirats-stitter) meycancilik (od. tellallik) etm.; b-ne bir kizi yamamak
pef. pezevenklik etm.; fuhsa tahrik etm

VERKÄSEN : German Turkish

(intr. tr.) peynirles(tir)mek

VERKÖRPERN : German Turkish

l. cisimlendirmek, sahislandirmak
Th. can-landirmak; sich — l. cisimlenmek. tecessüm etm., sahis-lanmak, tesahhus etm.
t müsahhas; die
e Dummheit ahmakligin tecessümü (daniskasi; dik äläsi) ^ung / tesahhus, tecessüm

VERKÖSTIGEN : German Turkish

yedirip icirmek; infak ve iase etm.; sich ^ yiyip icmek

VERKÜHLEN : German Turkish

(intr.) (Zorn usw.) yatismak; sich ^ F soguk almak

VERKÜMMERN : German Turkish

(intr.) l. dumura ugramak; körelmek
(spez. Pflanzen) yanmak, kavrulmak, solmak, küsmek
(Sprache) daralmak
(geistig) körlenmek, körlesmek
(dahinschwinden) saranp solmak; (tr.) bsi bozmak, ihlal etm., bse halel getirmek
t (Baum usw.) kavruk, küskün

VERKÜNDIGEN : German Turkish

l. (mitteilen) iiän etm., umuma bildirmek, haber vermek
(ausrufen) carlamak; tellallik etm.
(offiziell) tefhim etm.
(Gutes) müjilelemek

VERKÜRZEN : German Turkish

l. kisaltmak, ihtisar etm.
(vermindern) azalt-mek
(herabsetzen) kismak, indirmek
(stutzen) kirp-mak
(sich die Zeit) oyalanmak, e^lenmek; vakit öldür-mek; sich ^ kisalmak, kasilmak. takallüs etm.
t muh-tasar, kisaltilmis

VERLACHEN : German Turkish

-ne gülmek; b-le alay (od. istihza) etm

VERLADEBAHNHOF : German Turkish

m bindirme istasyonu °n yüklemek, bin-dirmek
platz m yükletme yeri
r m l. yükleten
(-Vorrichtung) loder
rampe / rampa

VERLAG : German Turkish

m l. (Tätigkeit) nesir; basip yayma
(Firma) yaym-evi, kitabevi; In welchem ^ erscheint das Buch? Kitabm nasiri kimdir?