Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
VERQUALMEN : German Turkish

l. duman icinde birakmak; dumanlamak
(Geld) tütiine sarf etm

VERQUATSCHEN : German Turkish

F s. verplaudern, sich ^ F l. s. sich verplaudern.
gevezeikle vaktin gecti^ini unutmik

VERQUEN : German Turkish

n {intr.ltr.} kab-^r(t)ni3k, si?ir(t)mek; intt. (Holz) carpilmak

VERQUER : German Turkish

F l. (ungelegen) tcrs, aksi, vakitsiz
(ganz "*•) terspers
(im Kopf) acayip, gsip; Das kommt mir sehr ~. Bu, isime hie gelmiyor. Bu, isimi bozuyor. Bu, bana ters düsüyor

VERQUICKEN : German Turkish

irbirine kanstirmak; birbiriyle birlestirmek

VERQUOLLEN : German Turkish

l. (Holz) carpilmis
(Gesicht) si^kin, sismis

VERQUÄLT : German Turkish

c,aml?, kederli, kaygili, kasavctii

VERRAMMELN : German Turkish

l. barikatlamak
(Tür usw.) agir malzeme ile manilemek; tirkaziamak

VERRAMSCHEN : German Turkish

F ucuz fiyatla elden cikarmak

VERRANNT : German Turkish

(in et.) saplanip kalmis

VERRAT : German Turkish

m l. hlyanet, ihanet
(Denunziation) gammazilk
(Treulosigkeit) hainlik, kanciklik; V: fos dalga; ~ begehen (od. üben) (an j-m) s. verraten (1,3) 2raten l. b-ne ihanet etm.
(Geheimnis) bir sirn ifsa (od. isaa) etm.; aciga vermek; V: peniz etm.
(für Geld) satmak
(an j-n) ele vermek
(erkennen lassen) belli (od. izhar) etm.; meydana koymak; sich ^ foya vermek; (durch et.) bsden belli olm.; (mit et.) bsle k-ni ele vermek; ^ und verkauft sein fig. caresiz olm.; kicüstü oturmak
räter(in/) m hain, gammaz; zum ^ werden (an) b-ne ihanet etm. 9räterisch l. kancik, hain; gök gözlü; domuz gibt; gammaz
(Spur) istifadeli; sayani kayit
(erkennen lassend) bse delälet eden; bsi belli eden;
e Anzeichen pl. ifsa alämetleri

VERRAUCHEN : German Turkish

(tr.) tütüne sarf etm.; (intr.) l. duman haiine gecmek
fig. (Zorn usw.) gecip gitmek; han gecmek; sönmek, dinmek, yatismak

VERRAUSCHEN : German Turkish

l. hisildayarak gecmek
fig. (Beifall) bitmek; sona ermek
(Leidenschaft) gecmek

VERRECHNEN : German Turkish

l. hesap etm., hesaba gecirmek
H a) takas-lamak; takas tukas etm., hesaplasmak, sayismak b) (auf et.) bse mahsup etm.; bsin mahsubunu yapmak; bir meblagi alacaga (bzw. verecege) saymak; tutmak; sich ~ l. yanhs hesap etm.; hesabmda yanilmak
fig. cok yanilmak Qungf H kliring, takas; zur ^ (auf) bse tuta; mahsuben, alelhesap ^ungs.abkommen n takas itiläf-namesi; kompansasyon, kliring Qungs.kurs m takas rayici 2ungs.scheck m takas ve mahsup ceki Qungs.stelle/ kliring dairesi; takas odasi

VERRECKEN : German Turkish

V gebermek; kuyrugu titretmek; zibarmak
t V geberik

VERREDEN : German Turkish

si yapmamaga karar vermek; Man soll nichts ^ s. Man soll nichts verschwören; sich ^ l. s. sich versprechen.
agzmdan kacirmak

VERREGNEN : German Turkish

yagmur bsi bozmak

VERREIBEN : German Turkish

l. (Salbe usw.) ovarak yaymak
(Fleck) ovarak yok etm.
ezmek

VERREISEN : German Turkish

seyahate cikmak; yoiculuk (od. sefer) etm

VERREIßEN : German Turkish

F l. (Kleider usw.) eskitmek, asindirmak
(Kritik) cok yermek; bsin kötülüklerini söylemek; yerlere batirmak

VERRENKEN : German Turkish

l. yerinden oynatmak; burkmak, cikarmak
(verstauchen) incitmek; Besser den Magen verrenkt als dem Wirt was geschenkt. Spr. Papaza kizip perhiz bozmak. Ich habe mir die Hand verrenkt. Elim burkuldu. sich den Hals ~ fig. baka baka boyun uzatmak; Mit diesem Wort kann man sich die Zunge ~. fig. Bu kelimenin telaffuzu cok zor.
t cikik; ^ sein kemigi cikmak 2ung/ l. cikik, burkulma, incinme; med. a. lüksasvon
(kunstreiche) iron. perendebazhk

VERRENNEN : German Turkish

: sich in e- Idee ^ bir fikre saplanip kalmak; sich völlig ^ isi azitmak

VERRICHTEN : German Turkish

yapmak, islemek, icra (ifa, infaz, eda) etm.; seine Arbeit ~ isine gücüne bakmak; j-s Arbeit ^ b-nin isini görmek ^ung/ l. (Tätigkeit) is, faaliyet
(Pflicht) vazife, görev; seinen
en nachgehen isine gücüne bakmak

VERRIEGELN : German Turkish

ezelemek, sürgülemek, demirlemek, tirkaziamak

VERRINGERN : German Turkish

azaltmak, kis(alt)mak, eksiltmek, kücültmek; sich ~ azalmak, kisalmak, eksilmek, kasilmak, kücülmek, erimek; sich stark ^ seyreklesmek