Germany To Turkish
VERRINNEN : German Turkish
l. (Wasser) akip gitmek
(Zeit) gecip gitmek
VERROHEN : German Turkish
kar lasmak, hayvanlasmak, baya^ilasmak
VERROLLEN : German Turkish
l. (Donner) a) uzayip gecmek b) dinmek
F pataklamak; sich ^ F l. uzaklasmak
yataga yatmak
VERROSTEN : German Turkish
pas tutmak; paslanmak
VERROTTEN : German Turkish
l. cürümek
fig. köhnelesmek
VERRUCHT : German Turkish
l. melun, alcak, dent. serir, kötü
(gottlos) dinsiz, imansiz; kizil gAvur 2heit / melanet, alcakik, repnlet
VERRUF : German Turkish
m kötü ad; suisöhret; in ^.bringen rezil rüsvay etm.; dillere düsürmek; adini fenaya cikarmak; itibanm bozmak; in ^ kommen rezil rüsvay olm.; dillere düsmek; adi bozulmak; b-nin ipligi pazara cikmak 2en kötü nam almis; kötü tamnm.s; adi fenaya cikmis; itibardan düs-müs; afise; Er ist überall ~. Smdirgiyi siyirtmis Kara-agaca kandil asmis. Spr
VERRUTSCHEN : German Turkish
yerinden oynamak (od. kaymak); Die Decke verrutscht, örtü kayar. Die Krawatte ist verrutscht. Boyun-bagi yan durmus (od. yana carpilmis)
VERRUßEN : German Turkish
kurumlanmak; kurum ba^lamak (od. tutmak)
VERRÄUCHERN : German Turkish
duman icinde birakmak
t dumanh
VERRÜCKEN : German Turkish
l. yennden oynaimak, yerini de§i$tirrnek
(in Unordnung bringen) tertibsni bozmak
t l. (seit.) yerinden oynatilmis; yeri degistirilmis
deli, cilgin, divane, mecnun, akhni oynatmis; akli bozuk; ekseri oynamis; sapik, zivanasiz, carpik, kacik, zipir
(befremdlich) aca-yip, tuhaf, akilsiz; Ein
er Kerl! Onda akil terelclli! Timarhane kackini! ganz ~ sein (nach, auf) l. b-ni, bsi delicesine sevmek; b-ne, bse deli olm.
gönlü cekmek; bsde gözü olm.; bsin hastasi olm.; J-n ^ machen l. akil fikir dagitmak; afatlamak, cildirtmak
(nervös machen) sinirlendirmek, asabilestirmek; Du bist ja ^1 Kendini pabucu bliyü^e okut! ^ werden cildirmak, delirmek; aklim oynntmak; (b-ne) ein carpmak; aklina hiffet ge-tirmek; Ich werde ^! (Ausruf höchster Verwunderung) F Aklim emanet sana, ya Rabbim! §imdi aklimi kacira-cagim! j-n für ~ erklären deftere yazmak; Er ist wohl ein bißchen ^1 Aklinda bir bozukluk varmis! Der arme Kerl wäre beinahe ^ geworden. Zavalli az kalsin oynatlyordu. ganz ~ delismen; deli divane; V: zirtapoz; ~ spielen delilik taslamak; e-e verrückte Idee! Delice fikir! 2t.helt/ l. divanelik, delilik, carpiklik
(Handlung) deli isi
(Modetorheit) moda cilginligi
VERRÜHREN : German Turkish
: Fett mit Mehl ^ ya§i una yedirmek
VERS : German Turkish
m l. (Verszeile) misra
(Doppelzeile) beyit
(Strophe) kita
(KoranQ) ayet
(Bibel2) fikra; Darauf kann ich mir keinen ~ machen. F Bundan hi
VERSABBERN : German Turkish
F salya ile pislemek
t (Kinderlätzchen) salyali
VERSACHLICHEN : German Turkish
afaktlestirmek
VERSACKEN : German Turkish
l. naut. batmak
(moralisch) sefahate salmak
VERSAGEN : German Turkish
(tr.) l. (j-m et.) b-ni bsden bös koymak, mah-rum etm. (od. birakmak) esirgemek; cok görmek; dirig etm., yoksundurmak
(abschlagen) reddetmek
(Schicksal) nasip etmemek
(sich et.) bsden vazgecmek; (intr.) l. (Motor usw.) islememek
(Stimme) sesi cik-mamak
(Gewehr) ates almamak; (siläh) patlamamak
(keinen Erfolg haben) muvaffak olmamak; basarama-mak
(Gedächtnis) hatirlayamamak; Die Beine versagten ihm den Dienst. Bacaklan tutmuyordu. sich im Leben viel ~ müssen büyük mahrumiyetlerle yasamak; Ich muß mir das ^. (finanziell) Kesedar efendi razi olmaz. Ich kann es mir nicht ^ (zu) bsi yapmaktan k-mi alama-yorum.
t: ^ sein l. (bei Einladung) baska yere davetli olm.
(durch anderweitige Zusage) baskasma söz ver-mis olm.
(verlobt) önceden sözlü olm.
(beim Tanz) önceden angaje olmus olm.; j-m ^ bleiben bsden mahruni (od. yoksun) kalmak; yoksunmak Ser m l, (heim Schießen) ates almayan mermi
(P.) kendisinden bekleneni yapamayan; rate
(Buch, Theaterstück usw.) basansiz kalan; raubet görmeyen; sükseli olmayan
VERSAL : German Turkish
(-buchstabe) m büyük hart; majüskül
VERSALZEN : German Turkish
(I) ( Inf.) l. fazia tuzlamak
fig. (j-m et.) bsini bozmak, herbat etm.; V: b-nin mostrasini bozmak (II) (Part. Per f.): Das Essen ist ^. Bu yemek tuzlu olmus. vollkomft
/i ~ sap gibi
VERSAMMELN : German Turkish
l. toplamak
(vereinigen) birlestirmek
(einberufen) cagirmak, davet etm.; sich ^ toplanmak, ictima etm.; bir araya gelmek ^Iung/ l. toplanti, ictima, heyct, dernek, meclis, seans
(konkret) seyirciler, din-leyiciler; e-e ~ abhalfen miting yapmak °lungs.freiheit/ ictima serhcstisi; toplanma hürriyeti °lungs.ort m l. ictima mahalli; tophnma yeri
(heim Jüngsten Gericht) (ist.) Arasat; mahser meydani
VERSAND : German Turkish
m gönder(i!)me, sevk, postala(n)ma, irsal; (ins Ausland) ihrac
abteilung / sevkiyat dairesi
anzeige / sev-klyat ihbariKirnssi; irsal haberi °bereit sevke hazir
VERSANDEN : German Turkish
l. kumia örtülmek
fig. bir yere saplanip kal-mak; akamcte ugramak
VERSATZ : German Turkish
m l. terhin, rehnetine
77?. sahne dekoru parcasi
VERSAUBEUTELN : German Turkish
V: Er hat die Sache versaubeutelt, l sin icine sicti. (V)
VERSAUEN : German Turkish
V l. (beschmutzen) kirletmek, pislemek; V: bok-lamak
fig. pacavrasini cikarmak; carkina okumak; V: bse sicip siv.imak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani