Germany To Turkish
VERSAUERN : German Turkish
l. eksimek
fig. paslanmak, körlenmek; fikri zindeligini kaybetmek
VERSAUFEN : German Turkish
V (tr.) (sein Geld) parasmi ickiye sarf etm.; (intr.) suda bogulmak
VERSBAU : German Turkish
m l. siir yazma sanati
(Versmaß) vezin
(Verslehre) tartibilim
VERSCHACHERN : German Turkish
pazarhkla satmak; okutmak
VERSCHACHTELT : German Turkish
(Satzbau) girift, caprasik, muglak !
VERSCHAFFEN : German Turkish
l. saglamak, temin (od. tedarik) etm., kazan-dirmak
(liefern) teslim etm.
(ausrüsten) b-ni bsle techiz etm.
(sich et.) istihsal etm.; ele gecirmek; elde etm
VERSCHALEN : German Turkish
l. tahta (od. döseme) kaplamak
naut. (Mast) cirgana etm. Sung/ l. ambuatman
naut. cirgana
VERSCHANDELN : German Turkish
F l. bicimini bozmak; cirkinlestirmek
(Sprache) cetrefillestirmek; Dieses Gebäude verschandelt die ganze Gegend. Bu bina, manzaramn tabiiligini bo-zuyor
VERSCHANZEN : German Turkish
tahkim etm.; sich ^ \\. mil. istihkäma yerles-mek; tahassun etm.
fig. (hinter et.) bsi k-ne siper al-mak; bsi bahane etm., ileri sürmek; sich hinter Ausreden zu ~ suchen bahanelerle k-ni mazur göstermege calis-mak
VERSCHARREN : German Turkish
sathice gömmek
VERSCHEIDEN : German Turkish
vefat (od. irtihal) etm., terki hayat etm., candan gecmek; cam cikmak; gözünü dünyaya (od. hayata) yummak; cenesi atmak
VERSCHEIßEN : German Turkish
V boklamak
VERSCHENKEN : German Turkish
l. hediye {od. arma^an) etm., bagislamak
(alte Sachen) atmak
(Gewinnplinkte) (Sport) armagan etm.; Wie kannst du etwas —, was aucfi mir gehört? Benirn malimi eläleme ne hakla peske§ cekersin? Ich habe nichts zu ~. Benim kimseye peskes cekecek malim yok. sich ^ (Mädchen) k-ni teslim etm., vermek
VERSCHERBELN : German Turkish
• satmak, okutmak
VERSCHERZEN : German Turkish
: sicfi et. ^ hafifmesreplik, riayetsizlik v. s. yüzünden bsi kaybetmek; sich alle Sympathien ^ k-ni bsle sogutmak; halki kendinden sogiitmak
VERSCHEUCHEN : German Turkish
l. (Vö^el usw.) ürkütmek, kovmak
(j-s Bedenken) gidermek
(trübe Gedanken) efkän dagit-mak
allg. fig. kaldirmak, bertaraf etm
VERSCHEUERN : German Turkish
F ucuz fiyatia satmak; okutmak, atmak
VERSCHICKEN : German Turkish
l. göndermek, yollamak
(Sträflinge) sürmek, nefyetmek
VERSCHIEBEBAHNHOF : German Turkish
m mancvra istasyonu 2en l. ycrinden oynatmak; yerini degistirrnek
(Eisenbahn) manevra yapmak
(in Unordnung bringen) terlibini bozmak
(zeitlich) arkaya (Ren; sonraya) birakmak; ardina koy-mak; talik (od. tehir) etm.; asmtida birakmak; tavik etm. ertelemck
pej. el altindan satmak; knraborsacilik etm.
mil. kaydirmak, sürmek; sich ~ l. yrrinden oynamak; yeri dc^i^mck
tertibi ho/ulmak
(sich ändern) bas-kacismak, ilegisriiek
tehir ecliirnek, techhür etm., son-raya birakilmak
(Wortbedeutung) bnska
inlania kay-mak; Verschiebe niciit auf morgen, was du hane kannst besorgen! Spr. Elinden geleni ardina birakma (od. koina)! Aksamin isini sabaha birakma! Spr., Unsere Reise muß verschoben werden. Scyahatimiz geri kahyor. auf den nächsten Tag ^ ferdaya salmak; auf später ~ akaya koymak; Man verschob die Diskussion auf die fallende Woche. Meselenin konusulmasim gelecek haftaya attilur.
ung / l. (am Klavier) mus. co\\ ayakcak; tatli (od. sur-dinli) pcdal
geol. dekrosman, kink, insikak
(Verzögerung) asinti, tavik
(Änderung) degisme, dogisiklik
VERSCHIEDEN : German Turkish
l. farkli, ayn, gayn
s. verschiedenartig.
• (Part. Per f. zu verscheiden);
er Meinung sein ayn kana-atte olm.; fikirleri birbirinden farkli olm.;
^ behandeln farkli tutmak; fark gözetmek; ~ beurteilen ayn seci yapmak; an
en Stellen surada burada; ötede beride;
e Male birkac defa;
e Speisen türlü yemekler; Das sind zwei
e Dinge. Bir degil. ~ sein tehalüf etm.; birbirine uymamak; birhirine karsit olm., kaum voneinander ~ farkli farksiz; gänzlich ~ apayn; Die Menschen sind nun einmal ~. Be§ parmak bir de^il (od. olmaz).
artig cesitli, mütenevvi; türlü türlü; cesit cesit; degisik, aynsik, muhtelif 9artigkeit / Qesitlilik, tcnewü, degisiklik
e pl. l. bazilan, bircoklan
rnütenddit, muhtelif (üdarnlar) 9es l. cesitli seyler
(Zeitungsspalte) müteferrik haberler;
farbig muhtelif renkli; rengarenk; mit-en Augen ala gözlü 9heit / l. fark, mübayenet, ihtilaf. mugayeret, ay(ki)nlik, ayncalik, uymazilk
(Mannigfaltigkeit) te-nevvü, (;(.sitlilik; ~ der Ansichten görü$ fnrki; noktai-nazar ihtiläfs-t.lich l. birkac defa; mükei-rercn
(örtlich) ötede beride; muhtelif yerlerde
VERSCHIEßEN : German Turkish
(tr.) \\. (Munition usw.) harcamak, sarf etm., tüketmek
(Tor) Fb. gol kacirmak; intr. (Farben) rengi atmak; s.a. verschossen
VERSCHIFFEN : German Turkish
l. gemi ile nakletmek
(verladen) gemiye yük-lemek
VERSCHIMMELN : German Turkish
küf baglamak (od. tutmak); küflenmek
VERSCHIMPFIEREN : German Turkish
F cirkinlestirmek
VERSCHLACKEN : German Turkish
ciruflasmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani