Germany To Turkish
VERSCHULDEN : German Turkish
(intr.} seit. borclanmak, bore etm.; (fr.) bse sebep olm. bsde kabahati (od. kusuru) olm.; Was hat er verschuldet? Nede kusur etti? Kusuru nedir? sein Unglück (bzw. seinen Tod) selber
~ kendi k-ni yemek, kendi kanina susamak Qschulden n kusur, kabahat. suc; sunu taksir; ohne sein ^ kusuru olmaksizm
schuldet borclu; über und über (od. bei Gott und der Welt) ~ sein ucan kusa (od. girtlagina kadar) borclu olm. 9schuldung / borclan-ma, tedeyyün
VERSCHWATZEN : German Turkish
(Zeit) gevezelikle (sohbetle) vaktini gecirmek; sich ~ l. sirnmJfsa etm.; söylenilmemesi gereken b§ a^zindan kacirmak
gevezelik yüzünden gecikmek
VERSCHWEIGEN : German Turkish
l. h^en bahsetmemek; bsi mesküt gecmek
(verheimlichen) gizlemek; belli etmemek Er kann nichts ~. 0, sir tutamaz
VERSCHWEIßEN : German Turkish
kaynak yaparak birlestirmek
VERSCHWENDEN : German Turkish
l. (Geld) israf etm., havaya savurmak, carcur etm.; ver yansm etm., yazik etm., batirmak, telef etm. yele vermek
(Zeit) izaai vakit etm.; cok vakit kaybetmek
(Mühe) bosuna zähmet etm. 2er(in /) m müsrif; cul tutmaz; savurgan; mirasyedi; dipsiz testi
erlsch l. tutumsuz, müsrifane
(prachtliebend) deb-debeye düskün; (Adv. a.} bol bol; mebzulen; ~ umgehen (mit) hesaplamadan harcamak ^ung/ l. israf, batakcilik
(Zeit-) izaai vakit; gaspiyaj; ^ treiben döküp sac-mak Qungs.sucht/müsriflik iptiläsi; hovardalik
VERSCHWIEGEN : German Turkish
l. agzipek; a^zi kenetli (mühürlü, siki); ke-tum
(Stelle) gizli, sakli; ^ wie das Grab sir küpü; e-n
en Ort aufsuchen (euph.) tuvalete cikmak 9heit / ketumi-yet, acmazhk
VERSCHWIEMELT : German Turkish
(Augen) siskin, kabank
VERSCHWIMMEN : German Turkish
irbirine kansmak; belirsiz olm.; iyi ayirt edilememek; s.a. verschwommen
VERSCHWINDEN : German Turkish
l. ortadan kaybolmak, zail olm., görünmez olm.
(ausreißen) sivismak, kacmak; V: asmak, tüy-mek, tigmak; ipi kirmak
(völlig) izi silinmek, kalkmak
(auf geheimnisvolle Weise) sirrolup gitmek; sirra ka-dem basmak; hum. kayiplara (od. kirklara) kansmak; Verschwindel Defoll önümden cekill (^ek arabani! Jetzt verschwinde aber schleunigst! Caddeyi tut bakalim! Haydi kir boynunu! Die Flugzeuge verschwanden in den Wolken. ücaklar bulutlara kan§ti. ~ lassen ortadan kaldirmak; yok etm.
d: ~ klein cüzt; son derece kücük
VERSCHWISTERT : German Turkish
l. kardes olan
kardes gibi birbirine ba^li olan
VERSCHWITZEN : German Turkish
l. terle berbat etm.
F unutmak
VERSCHWOLLEN : German Turkish
(Augen) §iskin, sismis
VERSCHWOMMEN : German Turkish
l. müphem, daginik, bulamk, renksiz, karanlik, vuzuhsuz. kan§ik; hayalmeyal 2 (neblig) sisli
(Bild)p/io/. flu; net olmayan; et. ^ sehen ala (bulanik; hayalmeyal) görmek; nur e-e
e Erinnerung haben (an) bsi hayalmeyal [\\aiir\\amak;-e Darstellung (od.)Qheit/ mü-phemiyet, bellisizlik
VERSCHWÄGERN : German Turkish
: sich ^ l. b-e sihriyet tesis etm.
(durch Heirat beider Kinder) dünürlesmek
t l. sihrl hisim
dünürlesmis ^ung/ l. kayinlik; sihri karabet; sihriyet
dünürlük
VERSCHWÖREN : German Turkish
tövbe etm. Man soll nichts ^. Olmaz olmaz deme olmaz olmaz. Spr. sich ~ l. komplo yapmak; suikast hazirlamak
(hoch und heilig) sart etm., büyük yemin etm.; Alles hat sich gegen mich verschworen, fig. Hicbir seyi basaramiyorum. 9schworene m//; 2schwörer(in /) m komplocu, konspire 9schwörung / komplo, konspira-syon
VERSCHÄMT : German Turkish
mahcup, sikilgan, utangac, cekingen; Ermeni gelini gibi
VERSCHÄRFEN : German Turkish
l. (Tempo) artirmak
(Strafe) jur. agirlastir-mak
(verstärken) siddetlendirmek, fazialastirmak
(Kontrolle) sikilastirmak
(Lage) ciddiestirmek, nazik-lestirmek, fenalastirmak, vahimlestirmek; sich ~ l. artmak
agirlasmak
siddetlenmek, fazialasrnak
sikilasmak
alevlenmek. ciddilesmek, vahimlesmek, naziklesmek, fenalasmak
t:
er Arrest mil. riyazet hapsi; katiksiz hapis
VERSCHÄTZEN : German Turkish
: sich ~ yanlis bir tahminde bulunmak
VERSCHÖNEM : German Turkish
l. güzellestirmek; yakistinp takistirmak; bezemek, süslemek
(verbessern) düzeltmek, islah etm.; sich ^ güzellesmek, hoslasmak
VERSCHÜCHTERN : German Turkish
korkutmak, ürkütmek, yildirmak; göz dagi vermek
t yilmis; gözü korkmus; ganz ^ korkak karga
VERSCHÜTTEN : German Turkish
l. beceriksizce dökmek
(versperren) seddet-mek, kapamak, blöke etm.
(P.) yikinti altina gömmek
(es mit od. bei j-m ~) b-nin bamteline (dalina, damanna) basmak; b-nin gözünden düsmek; zülfüyäre do-kunmak
gehen F l. (S.) kaybolmak
(P.) yakalan-mak, tevkif edilmek
VERSEHEN : German Turkish
l. (Amt) vazife görmek
(Dienst) ifa etm., ye-rine getirmek
(verwalten) idare etm.
(mit) a) b-ni bsle techiz etm., donatmak; b-ne bsi saglamak, temin (tedarik) etm. b) (m. Stempel) damgalamak c) (mit den Sterbesakramenten) öliim döseginde yatana son dint merasimi yapmak
(Vater-, Mutterstelle) b-ne babalik, annelik etm.
(übersehen) F ihmal etm.; sich ~ l. (m. et.) k-ne bsi saglamak, temin (od. tedarik) etm.; k-ni bsle techiz etm.
(sich irren) hata etm.; §esi bes görmek; yanilmak
(e-r S.) bsi beklemek; bsin farkinda olm.; bsi ummak, ümit etm.; sich keiner Schlechtigkeit ~ aklina hie bir fenalik gelmemek; ehe man es sich versah bir iki demeden; göz acip kapayincaya kadar 9 n hata, sehiv, yanhshk, zühul, dikkatsizlik; aus ~ (od.)
t.lieh hata (od. zühul) eseri olarak; gafleten, hataen, sehven, yanlislikla; dikkatsizlik yüzünden
VERSEHREN : German Turkish
l. (verletzen) yaralamak
(beschädigen) ha-sara ugratmak; örselemek, sakatlamak, zedelemek Sie m l. sakat(-lanan) kimse
(Kriegs-) malul gazi; harp malulü
VERSEIFEN : German Turkish
(intr.ltr.) tasabbun et(tir)mek, sabunlas(tir)mak
VERSELBSTÄNDIGEN : German Turkish
: sich ^ serbest bir mesiek tutmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani