Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
VERLIEREN : German Turkish

l. kaybetmek, zayi etm., yitirmek
(Blätter) yapra^im dökmek; yapraksizlanmak
(den Appetit) istahtan kesilmek
(einbüßen) icine oynatmak
(an Klarheit) acikligindan kaybetmek
(sein Herz) (an) gönlünü b-ne kaptirmak; sich ^ l. kaybolmak, zayi olm., yitmek
(verschwinden) gözden kaybolmak; hum. kayiplara kansmak
(Volksmenge) da^ilmak
(Farbe) ucmak
(Schmerz) yatismak
(Redner) ipin ucunu kacirmak
(sich verwischen) silinmek; Durch die Krankheit hat er seine ganzen Haare verloren. Hastalik, bütün sacini döktü. Ich habe das Vertrauen verloren, ttimadim zail oldu. Er verlor ein Auge. Grtzü cikti. Nachdem er seine Eltern durch das Erdbeben hatte ^ müssen... Anasini babasmi enkazin altinda verdikten sonra...; (an e-m Ort) nichts mehr verloren haben isi kalmamak; Was hat er denn hier verloren? Burada ne anyor? s.a. verloren

VERLIES : German Turkish

n zindan

VERLOBEN : German Turkish

(seine Tochter mit j-m) kizini b-ne nisanla(ndir). mak; namzet etm.; (reg.) yavuklamak; sich ~ (mit) b-ne nisanlanmak; (reg.) yavuklanmak Qlöbnis n s. Verlobung. ^lobte mlf nisanli, yavuklu, fiyanse, sözlü, namzet 21obung / nisan(-lanma ,-lilik); die ^ auflösen nisani bozmak; nisandan dönmek ^lobungs.Te^er / nisan mera-simi (od. töreni); yavukluluk töreni 21obungs.ring m nisan yüzügü ^ verlocken l. cezp etmek, cekmek, imrendirmek-; istah acmak
(versuchen) igva etm., kandirmak. azdirmak; yem dökmek; bal calmak
(verführen) bastan cikar-mak; gönül ayartmak
end yüzü sicak; istah cekici;
er Vorschlag cazip bir teklif 2ung/fettanhk

VERLODERN : German Turkish

yamp sönmek

VERLOGEN : German Turkish

(Adj.) yalanci; yalana serbetli;
e Welt yalan(-ci) dünya; kalles dünya 2heit/yalancilik

VERLOHNEN : German Turkish

: Es verlohnt sich nicht der (od. die} Mühe. Zah-mete de^mez

VERLOREN : German Turkish

(Adj.) l. kayip, zayi, yitik
(vergeblich) bös, lüzumsuz, bosuna, nafile
(in Gedanken) dalgin
(Geld) batak
(wirkungslos) tesirsiz, etkisiz; der
e Sohn (Bibel) müsrif cocuk; der
e Haufe fig. serdeni?ec-tiler, fedailer;
eMühe bosuna zähmet-geben l. bse kayb-olmus nazariyle bakmak; fatiha demek
(Spiel, Sport) k-ni maglup saymak
gehen kaybolmak; ortadan kalk-mak; zail (od. zayi) olm.; icine oynamak; elden cikmak; yitmek
gegangen kayip. zayi, yitik

VERLOSEN : German Turkish

si piyangoya koymak; bs icin kura cekmek

VERLOTTERN : German Turkish

l. tamamen gevsemek; gayreti kaimamak
(moralisch) sefahate dalmak
(S.) bakimsiz halde bulunmak

VERLUDERN : German Turkish

l. s. verlottern.
(tr.) (Geld usw.) parayi israf etm., havaya ucurmak

VERLUMPEN : German Turkish

F (intr.) l. (Kleidung) lime lime olm.
(P.) sefahate dalmak; (tr.) (Geld) israf etm.
t l. (Kleidung) lime lime
(P.) yirtik pirtik; pejmürde, perisan

VERLUST : German Turkish

m l. kayip, telef, yitim, ziya
(Schaden) zarar, ziyan, hasar
(-punkt) (Sport) nakis puan
(Entziehung) iskat, mahrumiyet
(Abgang) H fire, dekalo, deset
(-e pl.) spez. mit. zayiat, telefat; Schmerz über den ^ e-s Kindes eviät acisi; Sein Ableben bedeutet e-n schweren ~. Onun vefati zayiattandir. schwere
e verursachen kinp gecirmek; satir (od. tirpan) atmak; Die Angriffe wurden unter hohen
en für den Gegner zurückgeworfen. Bu hücumlar, düsmana agir zayiat verdirilerek geri püskürtülmüstür.
e haben mil. zayiat (od. telefat) vermek; zayiata (od. telefata) ugramak;
e zufügen (od. beibringen} telefat verdirmek; ^ der bürgerlichen Ehren rechte medenl haklardan iskat; siyas? haklardan mah-rumiyet; in •~ geraten kaybolmak;
e sind keine zu verzeichnen. (Nüfrsca) zayiat yoktur

VERLUSTIEREN : German Turkish

: sich ~ F hum. egtenmek, keyif catmak

VERLUSTIG : German Turkish

(m. Gen.}: j-n e-r S. für ^- erklären b-ni bsden iskat etm. Er wurde der französischen Staatsangehörigkeit für ^ erklärt. Fransiz tabiiyetinden cikarilmistir. e-r Sache ^ gehen bsden mahrum kalmak; bsi kaybetmek, kacirmak; icine oynatmak 2Ilste / mil. zayiat cetveli 2punkt m (Sport) nakis puan
reich zayiatli 9zlner / zayiat miktan

VERLÄNGERN : German Turkish

l. uzatmak, temdit etm.
(durch Ansatzstück) eklemek; ek vurmak
(vergrößern) büyültmek °ung / l. uzatma. temdit
an. uzanti, istitale
(Ansatzstück) ek (parcasi) °ungs.mast m naut. ekleme direk; cubuk Pungs.schnur / el. uzatma kordonu ^ungs.stück n uzatma parcasi; ralonj, ek

VERLÄPPERN : German Turkish

(Geld) F lü^amsuz yere sarf etm.; havaya ucur-mak

VERLÄSTERN : German Turkish

l. (verleumden) b-ne iftira etm.; kara sürmek; b-ni gammaziamak
(schmähen) hakaret etm., sövniek, yermek; siddetle takbih etm

VERLÖSCHEN : German Turkish

(tr.) l. söndürmek
(Schrift) silmek; (intr.) l. sönmek
(Lebenslicht) kandilin yagi tükenmek

VERLÖTEN : German Turkish

lehimlemek;e-^~ F icki icmek;demlenmek, atmak

VERMACHEN : German Turkish

si vasiyetle terk etm.; vasiyet etm., birakmak; Sein ganzes Vermögen vermachte er dem Roten Kreuz. Bütün servetini Kizilhaca vakfetti (od. birakti)

VERMAHNEN : German Turkish

tembih etm., ihtarda bulunmak; (siddetle) tak-bih etm

VERMALEDEIEN : German Turkish

länet etm., kargimak
t s. verflixt

VERPUTZ : German Turkish

m l. (Tünchen) badiyonaj
(Bewurf) siva ^en l. sivalamak
F (ganz aufessen) silip süpürmek
/ (Geld) parasmi eritmek; j-n nicfil ^ können F b-ni cekemcmek 9t sivali

VERPÄPPELN : German Turkish

F nazti alistinnak; hammevlädi yapmak

VERPÖNT : German Turkish

ayip telakki edilen; mekruh sayilan