Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
VOLT : German Turkish

n el. volt
a.element n phys. palvanik pil
a.meter n et. voltametre, voltaölcer "ampere n el. voltamper
meter n voltmetre, voltölcer

VOLUMEN : German Turkish

n l. hacim; istiap derecesi; cap
(Band) eilt

VOLUNTARISMUS : German Turkish

m phil. iradecilik, iradiye

VOM : German Turkish

von dem; ^ Hundert (Tausend) yüzde (binde); in der Nacht ^
zum
ondokuzu yirmiye baglayan gece; Ihr Schreiben ^
Juni 18 haziran tarihli yazmiz

VOMITIV : German Turkish

n med. emetik; kusturucu iläc

VON : German Turkish

(Präp. m. Dat.) l.
den,
dan
(beim Passiv) tara-findan
(anstelle e-s Gen.)
(best. Material)-den,
dan mamul
(Adelstitel) fon, dö; ein Freund ^ mir bir arkadasim; arkadaslanmdan biri; ein Gedicht ^ Schiller Schilleren bir manzumesi (od. siiri); der König ^ Schweden Isvec krall; ein Kind ~ drei Jahren üc yasinda bir cocuk; Dieser Roman ist ^ ihm. Bu roman onun eseridir. Dos ist nicht nett ^ ihm. Böyle bir hareketini ondan hie beklemezdim. ^ selbst; ^ sich aus kendil finden; teseb-büsü sahsiyle; ~ heute an bugünden itibaren; ^ Istanbul an (gerechnet) tstanbuldan beri;
^ links her soldan itibaren; ^ mir ausf l. Gectim olsun!
iron. Keyfiniz ho§ olsun!
Bence hava hos! Benden i z in! ^- mir aus soll er doch gehen! E gitsin! 2 mir aus soll alles vergessen und verziehen seini Benden yana helal olsun I ° so et. (Ungehöri gern) will er nichts wissen. F 0 taraklarda bezi yok

VONEINANDER : German Turkish

irbirinden; biri di^erinden

VONNÖTEN : German Turkish

:^ sein läzim gelmek; lüzumlu olm

VONSTATTEN : German Turkish

: ^ gehen l. (stattfinden) vukubulmak
(sich entwickeln) ilerlemek, terakki etm., islemek, gelismek, inkisaf etm. gut
gehend tikinnda

VOR : German Turkish

(Präp. m. Akk. bzw. Dat.) l. (räumlich) önün(d)e
(zeitlich)
den,
dan evvel, önce
(kausal)
den,
dan (dolayi)
(in Gegenwart von) huzurunda; (heute) ~ acht Tagen (bugünden) bir hafta evvel; Es ist fünf (Minuten) ^ neun. Saat dokuza bes yar. ^ allen Dingen; ^ allem her seyden evvel; biihassa (ve biihassa); hele; ~ sich gehen vukubulmak, yapilmak. islemek; nach wie ^ eskisi gibi; fünf Kilometer ~ Istanbul war das Benzin zu. Ende. tstanbula bes kilometre kala benzin bitti. Da sei Gott ^! Häsal Olmaya ki! ^-mir önümde; etwa zehn Meter ^ mir on metre kadar ilerimde Ich ging ^ ihm her. önü sira ilerledim. Der Feind steht fünfzig Kilometer ~ der Stadt. Düsman sehre elli kilometre uzakta bulunuyor. 0 dem Haus ist Gartenland. Evin önü bahce. im Vergleich zu der Zeit
^ fünf Jahren be$ sene evvelisine nazaran; den Wald ^ lauter Bäumen nicht sehen aynntilara bakarak esasmi görmemek;
^ j-m dasein l. bir yere b-den önce gelmek
(früher existieren) b-den evvel yasamis olm., der Tag ^ dem Fest bayramm arifesi; e-n Tag vor dem, Republikfest Cumhuriyet Bayramindan bir gün önce; ^ der türkischen Küste Türk klyisi aciklannda

VORAB : German Turkish

z.va. evvelä; her seyden evvel

VORABEND : German Turkish

m arife; am ~ e-r neuen Krise yeni bir buhran arifesinde

VORAHNUNG : German Turkish

hissikableivuku, önsezi; e-e ^ haben kalbi söy-lemek; c-e böse ^ haben icine kürt düsmek

VORAN : German Turkish

l. ilerde, basta, önde
(vorwärts) ileri, haydi Also ^, was stehst du denn da noch herum! Haydisene, ne duruyor-sun! Na, mal ~/ Haydi bakaliml

VORANBRINGEN : German Turkish

ilerletmek

VORANGEBEN : German Turkish

(z.B. Vorwort) basa koymak

VORANGEHEN : German Turkish

l. bse takaddüm etm.; bsden önce gitmek; b-nin önüne düsmek
(gut) rast gitmek; gelismek; tikinna girmek; iyi gitmek; yol almak
(Volk) itllä etm., yükselmek
(nicht recht ~) aksamak; aksaklik göstermek; i§ yürümemek; mit gutem Beispiel ^ numunei imtisal oim

VORANKOMMEN : German Turkish

ilerlemek, terakki etm.; yol almak; gelismek, inkisaf etm.; feyiz bulmak; ist rast gitmek; nicht ^ yerinde saymak; nicht recht
arpa boyu kadar gitmek; Sie haben alle Aussicht, im Leben voranzukommen, önü-nüz aciktir

VORANMACHEN : German Turkish

F: W ir wollen ^, wir sind spät daran! Biraz yürüyelim, gec kaldik!

VORANSCHLAG : German Turkish

m l. öntasar, avanproje
(Haushalts2) bütce tahmini
arch. kesif(-name)

VORANSTELLEN : German Turkish

l. basa koymak
(den Vorrang geben) takdim etm., öncelemek

VORANSTÜRMEN : German Turkish

hizia ilerlemek

VORANTREIBEN : German Turkish

ftg. carka tutmak

VORANZEIGE : German Turkish

(Film) tanitma filmi

VORARBEIT : German Turkish

hazirlik mahiyetinde i§ 9en l. hazirhk calis-malan yapmak
(im voraus arbeiten) bilähara görül-mesi gereken isi simdi görmek
(j-m) b-ne yol acmak; sich ^ mil. ilerleme^e cabalamak
er m ustabasi, posta-basi, basci; is(-ci) basi; formen, kontrmetr; amele ca-vusu (beim Bau) irgatbasi; yapi cavusu