Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
TÄBRIS : German Turkish

n.pr. Tebriz müstahak
sucht / tenkitcilik; asin derecede titizlik; hircinhk 2süchtig tenkitci; asin derecede titiz; hircin

TÄFELN : German Turkish

l. (Wand) tahta ile- kapiamak
(Boden) parke dösemek; parkelemek

TÄFELUNG : German Turkish

l. tahta kaplama; sandikh; lambri
parke (-lerne)

TÄGLICH : German Turkish

günlük, gündelik, yevm?; her günkü; (Adv.) her gün

TÄNDELEI : German Turkish

l. latifelesme; gülüp oynasma
fig. muasaka, äsiktaslik, flört 9n l. latife (od. sakacihk) etm.
fig. oynaklik (od. äsiktaslik) etm.; flört yapmak; oynasmak
(zögern) tereddüt etm.; izaai vaktetmek

TÄNZELN : German Turkish

l. salma salmayürümek; kinnmak
(Pferd) oynaklik etm

TÄNZER : German Turkish

m l. dans eden; dansci, oyuncu
(Berufs9) dansör, rakkas
(Tanzherr) kavalye
in / l. dans eden, dansci (kadm, kiz)
(Berufs2) dansöz, rakkase
(Bailet^) balerin
(Tanzdame) dam; a/s ^ auftreten rakkaselik etm

TÄPPISCH : German Turkish

colpa; ayi gibt; sakar, kaba, hoyrat, yabant, han-tal, beceriksiz, savruk

TÄSCHCHEN : German Turkish

n kücük cep; (Messer9) km

TÄSCHELKRAUT : German Turkish

n bot. s. Hirtentäschel

TÄSCHNER : German Turkish

m s. Taschenmacher

TÄTER : German Turkish

(in/) m l. fail
(Obel2) mücrim, suclu, günahkär, cani
(Urheber) müsebbip
schaft/failiyet, faillik, müc-rimlik; Der Verdacht der
fiel auf ihn. Cinayetin faili oldugu zanni altmda kaldi

TÄTIG : German Turkish

faal, isleyen, etkin, calisan; harekette bulunan; 4 basinda; bei e-r Firma ~ sein bir firmada calismak;
en Anteil nehmen b^e bilfiil istirak etm.; Er ist als Lehrer ^. ögretmenlik yaplyor. nicht mehr ^ (Vulkan) sönmüs –en
s. in die Tat umsetzen.
H yapmak, icra etm., akdet-mek; fiile cikarmak 2keit/ l. faaliyet, etkinlik, hareket, isleme, calisma, istigal, mesguliyet
(berufliche) is güc; vazife, mesiek; sich e-r ~ widmen is güc edinmek; weitere ~ untersagen faaliyetten menetmek; außer ~ setzen tatil etm.; in ~ setzen harekete getirmek; isletmek, yrrütmek; in ^ treten harekete gecmek

TÄTIGKEITSBERICHT : German Turkish

m faaliyet raporu
drang m aktivite, mütesebbislik
feld n;
gebiet n faaliyet sahasi
nachweis m is sertifikasi

TÄTLICH : German Turkish

fiili, tecavüzT; ~ werden l. zora bas vurmak
(gegen j-n) b-ne saldirmak;
er Angriff jur. müessir fiil;
e Beleidigung tecavüzT hareket ^ke^t / cebir kullanma; fiili tecavüz;taaddi

TÄTOWIEREN : German Turkish

vesimlemek, tevsim etm.; vücuda dövme yapmak 9er m dövmeci 2ung/vesim, tevsim, dövme

TÄTSCHELN : German Turkish

oksamak, nevazis etm. tatschen F l. (auf et.) bse kabaca dokunmak
(ins Gesicht) oksamak istemek

TÄUBCHEN : German Turkish

n gü verein palazi; kücük güvercin; mein ^ (Kosewort) cicim, minyonum

TÄUFLING : German Turkish

m vaftiz edilen (bzw. edilecek) cocuk

TÄUSCHEN : German Turkish

l. (betrügen) aldatmak, igfal etm.
(prellen) dolandirmak
(Erwartungen) bosa cikarmaK
mil. a. sasirtmak, yaniltmak; sich ~ aldanmak, yanilmak, galat etm.; sich ^ lassen aldatilmak; in seinen Hoffnungen getäuscht werden ümitleri bosa cikmak; Ich habe mich in ihm getäuscht. 0, beni hayal kinkli^ma ugratti.
d i^fal edici; aldatici, bagici;
e Ähnlichkeit sasirtici benzerlik; ^ nachahmen cok benzeterek taklit etm

TÄUSCHUNG : German Turkish

l. (Betrug) aldat(il)ma, nile, dolap, igfal
(Einbildung) vehim, evham, kuruntu, hayal
(Irrtum) galat, yanilma, yanilti, sehiv
(Bluff) (spez. Sport) calim, sike; sich
en hingeben hayallere kapilmak
s.ma-növer n a. mil. sasirtma (od. aldatma) manevrasi; sasirt-maca, aldatmaca; sahte hareket; yutturmaca
s.versuch m l. igfal tesebbüsü; rol, gösteri§
s.
s.manöver

TÖCHTERSCHULE : German Turkish

:höhere — fr. kiz ortaokulu

TÖDLICH : German Turkish

l. öldürücü; ölüme sebep olan
fig. son derecede büyük; in
e Verlegenheit geraten tepesinden kaynar sular dökülmek;
en Haß hegen (gegen) izine kursun atmak; b-ne di$ bilemek; Diese Krankheit verläuft in 25 Prozent aller Fälle ~. Bu hastalik yüzde yirmibe§ derecesinde (od. nispetinde) telefat verdirmektedir

TÖLPEL : German Turkish

m l. abullabut; orman kiban; V: denyo, dalyarak s.a. Tolpatsch
zo. (kirmizi yakall) sümsük kusu 2haft l. (ungeschickt) maharetsiz, beceriksiz
(ungehobelt) yontulmamis; ayagi cankli; farta furtasiz
haftigkeit/ si^irlik

TÖNEN : German Turkish

l. (klingen) tmlamak, cinlamak; taninendaz olm.; ses cikarmak
(nuancieren) nüanslamak
F büyük söylemek
(Haare) hafifce boyamak